En güzel sözlerin sahibinin adıyla…
Allah’ın adıyla…
Yaklaşık on gün oldu birkaç kez bilgisayarımı elime alıp yazmaya başladım. Yarım bıraktım, ertesi gün o yazıyı beğenmeyip tekrar denedim. Bir bakıyorum; hızla gelişen gündemde’ Bu yazı da ne ola ki?’ Deyip tekrar vazgeçiyorum.
Yazmak böyle bir şey olsa gerek. Sancısını çekmediğim bir sözü kullanmayan ben, sancısını çekmeden bir söz eder miydim? Yazamadım… Ama fazla geç olmadan, içsel bir eğitim gibi yazının kucağına atılıyorum… Kolay mı ! Etraf afili söz söyleyen söz duayenleriyle doluyken, ben harflerin, sözcüklerin ve yazının sancısından ızdırabından bahsediyorum.
İnsanları şaşkınlıkla dinliyorum ne kolay konuşuyorlar diye. Ne kolay söylüyorlar her kelimeyi. Sırf söylemiş olmak, çokça beğeni almak, izlenmek adına ne kolay konuşuyorlar. Sosyal medyada bazı videolara bakarken bir milyonun üzerinde izlenme ve beğeni alan bir video, içeriğinde insanları güldürme amacı olsa da çok da masum olmayan bir ‘günahı’ insanların belleklerine yerleştiriyordu.
‘’Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir’’Hucurat Suresi (12.Ayet)
Belli ki çok izlenen ve takip edilen kişinin ‘ Beynimiz uyuşana kadar gıybet edelim’ diye telkini beni korkuttu . Günümüz insanlarında haram-helal şuuru kalmamışken bir de böyle korkunç bir günahı meşru göstermeye ve normalleştirmeye çalışılması neyin nesi diyor insan? İçten içe yaşadığımız zamanların ne kadar zor olduğunu bir kez daha anlamamızı sağlıyor.
Dediğim gibi birçok konuda olumlu düşünen ben, bu konuda kalbimin titrediğini söyleyebilirim. Sokaklarda kimse kimseye güvenmezken, dost bildiklerin senin kuyunu kazarken gıybeti meşru bir zemine oturtup halkın manevi dayanakları olan güven hoşgörü ve kardeşlik gibi duyguları kökünden kazımak da ne oluyor?..
Şimdi ben de şöyle güzelinden allı pullu cümleler kurup gündemin en çok okunan konularına nazire yapıp, bir bilmişlik edasıyla yazıyı bitirebilirdim. Birçok insanın küçük gördüğü bir günahı gündem maddesi yapmak bu günahın farkındalığını arttırmasını temenni etmek den başka bir niyetimiz yok.
Gıybetin açtığı yara ve sonuçlarının çok da farkında olduğumuzu sanmıyorum. Allah affetsin… Hayatımıza televizyon girdikten sonra kaybettiklerimizi bir düşünerek hayıflanıyor, internetin bizden alıp götürdüğü ‘şeylerin’ acısını yaşıyorken, sosyal medyada sanal aldatmacılığın insanı belli bir şekle ve şemâle büründürmesine izin verirsek olacak olan ‘şeylerin’ önüne geçebileceğimizi sanmıyorum.
Aramıza yeteri kadar nifak ve kin tohumları atıldı. Şimdi elimizin taşın altına koyup sinsi bir şekilde meşrulaştırılmaya çalışılan bu ve bu gibi günahlara tavrımızı ve duruşumuzu belli etmek zorundayız.
Müslümanlığımızın, Müslümanlara ihtiyacı var. Üzerimize oynanan oyunların farkına varıp Allah’a dönme vaktimizin geldiği düşünüyorum.
Selametle
Ravza Zeybek