ÖLEREK DİRİLEN MİLLET
En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…
Her 15 Temmuz geldiğinde içimizi bir hüzün kaplar. Hüzün olduğu kadar bir gurur da kaplar. Millet olmanın sınavını verdi milletimiz kolay mı? Onursuz kalkışmanın onurlu şehitleri halâ dipdiri. Dün gibi ama dört yıl geçmiş. 15 Temmuz mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu şimdilerde daha iyi anladık. Bu onursuz kalkışmanın sınavını herkes kendince verdi ve vermeye devam ediyor.
Bu yılın en güzel olaylarından biri de şüphesiz Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılmış olmasıydı. Öyle bir ses getirdi ki her türlü şer ittifaklarından üzüntüyle karşıladıklarına dair açıklamalar yapıldı. Bundan önce savaşlar için, ölen çocuklar için, yurtlarından sürülen ve mülteciler için, açık denizlerde kıyıya vuran insanlar ve çocuklar için üzülmeyenler Ayasofya Camii’nin ibadete açıldığını duyunca acı çekmeye başladılar.
Ayasofya Camii’nin neyi temsil ettiğini bilmezsek ‘ Ne var canım bunda?’ demek normal karşılanır. Ayasofya bir semboldür. Öyle sadece bir şehrin fethin sembolü demek az kalır! Ayasofya bir milletin özüne dönmesinin ‘Hak geldi batıl zelil oldu ‘demesidir. Dünya üzerinde zulme ‘Dur!’ demektir. Cihat kavramının vücut bulmuş halidir.
Şimdi kimse sözlerimizi çarpıtmasın Türklerde ki cihat anlamı yok etmenin, vurmanın , öldürmenin üzerine kurulmaz aksine yaşatmanın, mazlumun yanında olmanın Hak davada Haktan yana taraf olmak anlamına gelir. Rafet Elçi kitabında ‘Cihat insana emredilmiştir, o yüzden önce insan olmak gerekir’ der. ‘İnsan olmak!’ İnsanlıktan çıkan, menfaatleri için insanlığa zulüm yağdıranların karşısında olmak ve bunu Allah için, Allah’ın davasını Hakim kılmanın diğer adıdır.
Altı yüzyıl dünyaya bunu gösteren bir milletin torunlarının uyutuldukları yerden yeniden uyanması ve daha da güçlü olmanın ve tüm dünyada ki mazlumlara yeniden ümit olmasıdır. Ayasofya Camii’nin ibadete açılacağını duyan Afrikalı kardeşlerimizin şükür kurbanı kesmesinin Filistin’de sevinçle karşılanmasının izahını yapamazsınız. 15 Temmuz’da bir millet ölümüne dirildi! Ölerek dirildi! Rahmet ona olsun Aliya İzzetbegoviç’in ‘Bizi toprağa gömmeye çalıştılar fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı’ dediği gibi o gece bir Ömer Halisdemir şehit oldu binlerce Ömer’ler doğdu. İki yüz elli bir şehidimiz binler ve milyonlar oldu. Olmaya da devam edecek Allah’ın izniyle!
Şimdiki dünya zulüm batağına dönmüş durumda. Duyduklarımız karşısında kanımız donuyor. Yüce Rabbimiz bize Hak yolu da batıl yolu da örnekleriyle göstermiş ve haber vermiştir. Tarafını seçenlerle bertaraf olanları bildirmiş. Nice kavimler ahlâksızlığından ve zulümlerinden dolayı helak olmuştur. Hz. Musa(a.s.) döneminde daha doğmamış çocuklara kadar uzanan zulmü haber verir. Hz. Peygamber(s.a.v.) döneminde küçük kız çocuklara yapılan zulümleri okuruz siyer kitaplarında. Hz. Nuh(a.s.) döneminde Hz. Lut(a.s.) döneminde ki zulümleri bir hatırlayalım. Yeniden dünyayı imar eden bir düzen getiren ve mazlumun haklarını savunan da Allah’a iman edenler ve Allah’ın davasını yeryüzüne hâkim kılmaya çalışan Müslümanlar olmuştur. Müslüman Türklerin zalim Haçlı orduları ile cihat etmesi de bu davayı yeryüzüne yaymaktır.
15 Temmuz bir başlangıç Ayasofya bu dirilişin zirvesidir. Şimdi herkes, kendi üzerine düşen görevleri yapmak zorunda. Özümüze, dinimize, Allah’ a dönmemiz lazımdır. Dinsizlik üzerine, aile üzerine, çocuklar ve gençler üzerine oynanan oyunları da görüp önlem almamız gerekir. Bunu yapamazsak Ayasofya’nın Cami olup olmamasının bir önemi kalmayacak, 15 Temmuz tarih kitaplarında yazan bir olaydan öteye gitmeyecektir.Yüce Rabbimiz:
‘Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.’(Al-i İmran:54)
‘İşte size lutfu! Allah inkâr edenlerin tuzaklarını hep bozmaktadır.’(Enfal suresi: 18) Buyurarak sözlerin en güzelini söylemiş müjdeyi de vermiştir…Selametle
Ravza Zeybek
Anasayfa
Yazarlar
Ravza Zeybek
Yazı Detayı
Bu yazı 1043+ kez okundu.
ÖLEREK DİRİLEN MİLLET
ÖLEREK DİRİLEN MİLLET
En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…
Her 15 Temmuz geldiğinde içimizi bir hüzün kaplar. Hüzün olduğu kadar bir gurur da kaplar. Millet olmanın sınavını verdi milletimiz kolay mı? Onursuz kalkışmanın onurlu şehitleri halâ dipdiri. Dün gibi ama dört yıl geçmiş. 15 Temmuz mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu şimdilerde daha iyi anladık. Bu onursuz kalkışmanın sınavını herkes kendince verdi ve vermeye devam ediyor.
Bu yılın en güzel olaylarından biri de şüphesiz Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılmış olmasıydı. Öyle bir ses getirdi ki her türlü şer ittifaklarından üzüntüyle karşıladıklarına dair açıklamalar yapıldı. Bundan önce savaşlar için, ölen çocuklar için, yurtlarından sürülen ve mülteciler için, açık denizlerde kıyıya vuran insanlar ve çocuklar için üzülmeyenler Ayasofya Camii’nin ibadete açıldığını duyunca acı çekmeye başladılar.
Ayasofya Camii’nin neyi temsil ettiğini bilmezsek ‘ Ne var canım bunda?’ demek normal karşılanır. Ayasofya bir semboldür. Öyle sadece bir şehrin fethin sembolü demek az kalır! Ayasofya bir milletin özüne dönmesinin ‘Hak geldi batıl zelil oldu ‘demesidir. Dünya üzerinde zulme ‘Dur!’ demektir. Cihat kavramının vücut bulmuş halidir.
Şimdi kimse sözlerimizi çarpıtmasın Türklerde ki cihat anlamı yok etmenin, vurmanın , öldürmenin üzerine kurulmaz aksine yaşatmanın, mazlumun yanında olmanın Hak davada Haktan yana taraf olmak anlamına gelir. Rafet Elçi kitabında ‘Cihat insana emredilmiştir, o yüzden önce insan olmak gerekir’ der. ‘İnsan olmak!’ İnsanlıktan çıkan, menfaatleri için insanlığa zulüm yağdıranların karşısında olmak ve bunu Allah için, Allah’ın davasını Hakim kılmanın diğer adıdır.
Altı yüzyıl dünyaya bunu gösteren bir milletin torunlarının uyutuldukları yerden yeniden uyanması ve daha da güçlü olmanın ve tüm dünyada ki mazlumlara yeniden ümit olmasıdır. Ayasofya Camii’nin ibadete açılacağını duyan Afrikalı kardeşlerimizin şükür kurbanı kesmesinin Filistin’de sevinçle karşılanmasının izahını yapamazsınız. 15 Temmuz’da bir millet ölümüne dirildi! Ölerek dirildi! Rahmet ona olsun Aliya İzzetbegoviç’in ‘Bizi toprağa gömmeye çalıştılar fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı’ dediği gibi o gece bir Ömer Halisdemir şehit oldu binlerce Ömer’ler doğdu. İki yüz elli bir şehidimiz binler ve milyonlar oldu. Olmaya da devam edecek Allah’ın izniyle!
Şimdiki dünya zulüm batağına dönmüş durumda. Duyduklarımız karşısında kanımız donuyor. Yüce Rabbimiz bize Hak yolu da batıl yolu da örnekleriyle göstermiş ve haber vermiştir. Tarafını seçenlerle bertaraf olanları bildirmiş. Nice kavimler ahlâksızlığından ve zulümlerinden dolayı helak olmuştur. Hz. Musa(a.s.) döneminde daha doğmamış çocuklara kadar uzanan zulmü haber verir. Hz. Peygamber(s.a.v.) döneminde küçük kız çocuklara yapılan zulümleri okuruz siyer kitaplarında. Hz. Nuh(a.s.) döneminde Hz. Lut(a.s.) döneminde ki zulümleri bir hatırlayalım. Yeniden dünyayı imar eden bir düzen getiren ve mazlumun haklarını savunan da Allah’a iman edenler ve Allah’ın davasını yeryüzüne hâkim kılmaya çalışan Müslümanlar olmuştur. Müslüman Türklerin zalim Haçlı orduları ile cihat etmesi de bu davayı yeryüzüne yaymaktır.
15 Temmuz bir başlangıç Ayasofya bu dirilişin zirvesidir. Şimdi herkes, kendi üzerine düşen görevleri yapmak zorunda. Özümüze, dinimize, Allah’ a dönmemiz lazımdır. Dinsizlik üzerine, aile üzerine, çocuklar ve gençler üzerine oynanan oyunları da görüp önlem almamız gerekir. Bunu yapamazsak Ayasofya’nın Cami olup olmamasının bir önemi kalmayacak, 15 Temmuz tarih kitaplarında yazan bir olaydan öteye gitmeyecektir.Yüce Rabbimiz:
‘Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.’(Al-i İmran:54)
‘İşte size lutfu! Allah inkâr edenlerin tuzaklarını hep bozmaktadır.’(Enfal suresi: 18) Buyurarak sözlerin en güzelini söylemiş müjdeyi de vermiştir…Selametle
Ravza Zeybek
Ekleme
Tarihi: 15 Temmuz 2020 - Çarşamba
ÖLEREK DİRİLEN MİLLET
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.