Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… ‘’… o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.’’(Bakara 2/24)    Sakınmak olarak kullandığımız bir kelimemiz var ki bir şeyi yapmaktan her hangi bir korku, çekinme ya da düşünceyle uzak durmak ve  olabilir diye düşünülen kötülüklere karşı önlem almak anlamında kullanırız. Dini olarak çokça kullandığımız ‘’Harem’’ Mahrem’’ de aslında başkalarından sakındığımız değer verdiğimiz bizim için önemli olan her türlü sakınılması ve saklanılması veya zarar gelmesinden endişe edeceğimiz her şeydir.  Haremin daha çok bedenle ilişkilendirilse de eskiden kişilerin evi haremiydi, eşi çoluk çocuğu haremiydi, hatta erkek çocuklar ergenliğe adım atar atmaz annelerini dahi onları sakınacağı koruyacağı bir mahremiyet ölçüsünde koruma altına aldığı haremiydi.   Eskiden şöyle bir söz vardı bilirsiniz’’ Kadın bozuldu mu toplum bozulur’’diye. Birçok röportajlarımda bunun tam tersini dile getirmiş birisi olarak diyorum ki ‘’Erkek bozulduğu zaman toplum bozulur!’’  İslam’ın erkeği  ailesini gözetip koruyan  ailenin yükü çeken anlamında kullandığı ‘’Kavvam olmak’’ aslında tamda günümüzde ne kadarda ihtiyaç duyduğumuz bir kavram olmuş.    ‘’Ne oldu bize ‘’ diyerek serzenişte bulunuruz çoğu zaman ama bunun en doğrusu  ‘’Ne oldu bu adamlara’’ Ne oldu da ‘’Kavvam’’olmaktan çıktılar? Allah’ın emaneti olarak aldıkları kadınları çocuklarını korumaktan ve sakınmaktan geri durur bir hale geldiler. Sosyal medyayı biraz gezinmeniz neden böyle bir serzeniş içinde olduğumuzun cevabını verecektir. Çok uzağa gitmeye gerek yok on beş yirmi sene öncesinde bile erkekler eşlerini kıskanır, kollar korurdu. Namahreme karşı bir çizgisi vardı. Dindar dediğimiz ailelerin kırmızı çizgileri olurdu. ‘’Ne oldu bu adamlara?’’    Teknoloji kendi afyonunu kendisi üretiyor. Bizim inancımıza ters bir çok  olayları normalleştirip yapmazsanız ayıplanıp mahalle baskısına maruz kalacakmışsınız gibi hatırı kalmasından endişe edilen bir çok gereksiz şeylerin video veya fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmak mecburiyetini  bize empoze eden bu afyona karşı dur diyenimiz yok! Eskiden erkekler sevdiklerini, eşlerini kıskanırdı. Kendisi dokunmaya kıyamaz başkalarının yan bakışından sakınırdı. Muhafazakar dediğimiz,  mahallemizin evlatları daha mahrem olmamışken nişan fotoğrafı diyerek sarmaş dolaş olmaları, kutlama, düğün bebek partisi, adı altında güya sevgi sunmalar ve sair birçok örnek çoğaltılabilir. ‘’Bu erkeklere ne oldu?’’ Allah size kadını aileyi ve bunların oluşturduğu toplumları emanet vermişken ve sizi apaçık olarak; ‘’Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden sakının ‘’ derken, bu vur dum duymazlık nedir? Dünya hayatını para kazanmak ve para harcamak olarak görmemiz sağlayan şer ve batıla karşı gerçek sorumluluklarının farkına varıp, özel hayatın ve mahremiyetin ne olduğu şuuru öğrenilmeli ve çocuklarımıza gençlerimiz öğretilmeli.   Yıllardır’’ kadın bozulursa toplum bozulur’’ diyenler adamları adeta bir kuklaya çevirmişler. Toplum niye bozuk adamların adam olmadığı yerde kadın da bozulur ailede! Dünyada niçin varız sorusunun cevabını hayatımıza geçiremediğimiz müddetçe içten içe erkeğinde kadınında çocuklarımızın dağılışını izlemek zorunda kalacağız Allah muhafaza. Şimdi ahir zaman deniyor ya Allah bilir ama her zaman hak davada elini taşın altına koyanlar kazanmış olacak. Kadınıyla erkeğiyle ümmet bilincinde ve şuurunda olmak duasıyla… Selametle Ravza Zeybek