En güzel sözün sahibinin adıyla…
Okul dönüşü yolda yürürken, tam karşıdan karşıya geçiyorum ki arkamdan iki köpek üzerime doğru geliyor… Bende ki korkuyu anlatamam. Küçükken yaşadığım birkaç olay bende hayvan fobisi oluşturmuş. Arkadan bir ses ’korkma, bir şey yapmazlar’ !..
Kadına ‘sizin mi?’ dedim, ‘hayır’ dedi. Her gün gönüllü(Allah rızası için) olarak sokak hayvanlarına beslenme dağıtıyormuş.’ ne güzel’ dedim . ‘Allah zayi ettirmesin’ diye ekledi. Kadıncağız kendine karşılıksız bir iyilik yolu bulmuş. Bu tür güzel işler yapanları her zaman takdir ederim.
‘ Tamamda kardeşim ne var bunda ‘?Ülkemizde bir çok insan, dernekler ve Belediyeler sokak hayvanlarını korumak için bir çok faaliyetler yürütüyorlar zaten. Yürütsünler de demek ki iyilik yapmak insanı iyileştiren bir şey. Teşekkür bile beklemeden iyilik yapmaya muhtaçtır insan. Gönlünde ki yaraların iyileşmesi için gönülleri iyileştirmek lazım.
Bir insanı en çok mutlu eden şeylerin arasında; gene bir insanın, bir hayvanın mutluluğu ve iyiliği için çaba sarf etmek var. Her insan az ya da çok hayatında bir iyilik yapmıştır. Kimisi bunu açıktan yapar, kimisi de gizliden gizliye yapar. Normal bir insanın yapmasında sorun olmayan bir çok şeyler eğer sanatçıysanız, siyasetçiyseniz yani tanınıyor ve biliniyorsanız yaptığınız hep göz önünde olur. Yapılan iyiliğe de birileri kulp bulmaya yaptığınız işleri itibarsızlaştırmaya çalışırlar mı ‘çalışırlar’. Hele ki siz dininizin gereği gibi yaşamak için bir tercih yapmış iseniz, yaptığınız her iş birilerini rahatsız edecektir.
Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Bizim Gamze’den bahsediyorum. Bu arkadaş eğer kapanmadan önce bu kampı ziyaret etseydi, yaptığı iyilikler göz önünde olur övgüler yere göğe sığmaz, yardım sever bir ‘sanatçımız’ olurdu!!. Aynı ‘sanatçımız’ sırf inancının gereği olan başörtüsüyle yapınca yerden yere vurulup, ağza alınmayacak küfürler ile yıpratılmaya çalışıldı.
Bize çok tanıdık aslında bu tür davranışlar. Allah Rasulü efendimiz peygamber olmadan önce Mekke’ de El-Emin lakabıyla tanınırdı. Bizzat o toplumun insanlarının, peygamberimize verdiği bir lakaptı. Ne zaman ki vahiy ile peygamberliğini ilan etti El-Emin dedikleri Hz. Muhammed(s.a.v.)’i yerden yere vurmaya olmadık laflar ve iftiralar etmeye başladılar. Hz. Peygambere ve Kur’an-ı Kerim için söylemediklerini bırakmadılar. SÂD-4: Kâfirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu, yalancı bir sihirbazdır.” Dediler.Tarih sayfalarında çok fazladır örnekleri bu savaş kıyamete değin devam edecektir.
Hak ve batılın savaşında bizim bildiğimiz davranışladır.
Şaşırdık mı?
Hayır!!
Sen yürü Gamze hatta koş..!!
Yapabildiğin kadar iyiliğe dair ne varsa yap..
Biz bir tarafın yolcularıyız. Üç beş ne idüğü belli olmayanların küfürlerine bakarak Hak olan yoldan ve Rıza-i İlahi için çabalarımızdan vaz geçecek değiliz.
Vesselam…
Ravza ZEYBEK