Ravza Zeybek
Köşe Yazarı
Ravza Zeybek
 

ÖMÜR VAKFİYESİ

 En güzel sözlerin sahibinin adıyla …Allah’ın adıyla…   Her gün haber kanallarında şiddet, öfke patlamaları ve aile içinde veya dışında cinnet haberlerini duymaktan  bıktık desek yeridir. Toplu ulaşım araçlarında dahi bir çanta için kavgaya  ve çatışmaya itebiliyor. Trafikte yaşanılan sıkıntılara hiç girmeyelim diyeceğim ama aile içinde ki şiddet ve öfkelere çözüm dahi bulunamıyor!…’Ne oluyor bize!’    Bunca yaşamı kolaylaştıran gelişmişliğimizin içinde insani değerlerimizi kaybediyoruz. Daha çok rahatımız ve kaliteli yaşam standartlarımızın olduğu zaman içinde ‘Nedir bu öfke, huzursuzluk?’ Eskiden  bir evin tüm işleri daha zahmetli daha zor iken hayat şartları insanı zorlarken ve yoklukla mücadele ederken insanlar daha mutlu, daha saygılı ve insan kıymeti bilirken ‘Ne olmuş bize’…   Bizler bencillik hastalığına tutulmuşuz! Modern dünyanın insana bir şeyi empoze eder, ‘Sen çok değerlisin, önce sen, her şeyden önce sen’ der ve onu mutsuzluğun dibine itivermiş olur.    Bizim ecdadımız bu sorunlar ile nasıl mücadele etmiş? Vakıf hizmetleri ile. Evet! Vakıf hizmetleri ile. Yani karşılık beklemeden sadece Allah rızası için bir vakıf hizmetinde olmakla. Bir canlının hizmetini görmek, bir ihtiyaçlıya yardım etmek topluma, insanlığa iyilikte bulunmakla, karşılığını Allah’tan bekleyerek yapılan  hizmetler.   Vakıf, bir amaç kuruluşudur. Özel amaçlı bir mal topluluğu olarak vakıf, belirli bir amaca ulaşmak için kurulur. Bu amaç, hayrî  veya dinî bir amaç olabileceği gibi, sosyal, bilimsel, sportif veya artistik bir amaç da olabilir Vakıf, bir tüzel kişidir; ancak, dernekler gibi, bir kişi topluluğu olmayıp, bir mal topluluğudur Mal topluluklarında, üyelik veya ortaklık söz konusu olmaz. Bu sebeple, vakıfların, dernek veya şirketlerde olduğu gibi, üye veya ortakları yoktur. Vakıf, bir amaç kuruluşu olduğu kadar da bir yatırım kuruluşudur.  Vakıf, bir yatırım kuruluşudur Zira vakıf kurucusu, belirli bir amacı gerçekleştirmek, belirli bir hizmeti yapmak için belirli bir alana yatırım yapmaktadır.  Vakıfların yapacağı hizmetlerin birçoğu, aslında kamu hizmeti niteliğini taşır. Özellikle hayır vakıflarıyla bilimsel, sosyal ve dinî vakıflarda durum böyledir Mesela hastahane, okul, üniversite, araştırma enstitüsü, kütüphane, aşhane, huzur evi, öğrenci yurdu veya cami yapmaya yönelik vakıfların görecekleri hizmet, kamu hizmetinden başka bir şey değildir. Kamu hizmetinin belli bir zaman ve yerde kendini hissettiren sosyal bir ihtiyacın karşılanması amacıyla yürütülen bir faaliyet olduğu göz önünde tutulduğu takdirde, bu durum daha iyi anlaşılır.   Bir araştırmaya göre, Osmanlı döneminde kurulan vakıf sayısı, 26.300 küsurdur Vakıfların Osmanlı döneminde bu kadar çok tutunmasının başlıca üç sebebi vardır. Birinci sebep, tamamen dinî nitelikte olup, vakfı kuranın Allah'ın rızasını kazanma fikrine dayanır. İslâm dinî, herkese iyilik yapmayı, fakirlere zekat ve sadaka vermeyi, bu arada özellikle kalıcı eserler bırakarak ahiret hayatına hazırlanmayı emreder. Bu kültürde, insanların en çok ihtiyaç duyduğu şeyi vakfetmek, vakıfların en hayırlısıdır Vakıf, hayır eserleri arasında en kalıcı olduğu için, birçok kişi, başkalarına hayır ve iyilik etmeyi, malvarlığının bir kısmını vakfetmek suretiyle bulmuştur. Osmanlı döneminde yaptırılan okul, cami, yol, köprü, çeşme, hastahane, kütüphane, imaret gibi hayır kurumlarının birçoğu, böyle bir görüş üzere kurulmuştur. Sadece  maddi değil, o vakıflarda bizzat hangi vakıf ise o vakıfta insanlara ve her türlü canlıya hizmet etmişler, hatta her birey ömrünü bir vakıf hizmetine vakfetmiş desek yanlış söylememiş oluruz.    Müslüman yaşadığı hayatın sorumluluğunu bilen insan demektir. Sadece kendine değil tüm canlılara karşı sorumlu olan ve ölümünden sonra amel defterini açık tutacak bir hayır işleri için ömürlerini vakfetmişler. Osmanlı  1. Güzel Yazı Öğretme Vakfı,2. Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı, 3. Hastalara Evinde Bakma Vakfı,4. Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı, 5. Duvar Yazılarını Silme Vakfı,6. Kadın Sığınma Evi Vakfı, 7. Sıcak Pide Dağıtma Vakfı,8. Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı, 9. Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı,10.Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı, 11.Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı,12.Helalleşme Vakfı, 13.Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı,14.İlkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı, 15.Yoksul Mahkûmlara Harçlık Verme Vakfı,16.Güvercin hane Yaptırma Vakfı, 17.Leylekleri Koruma Vakfı,18.Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı, 19.İflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı,20.İlmi Kitapları Bağışlama Vakfı, 21.Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı,22.Şehir Estetiğini Koruma Vakfı,23.Hayvanlara Mera Açma Vakfı.     Daha birçok vakıf hizmetleri var. Bir insan bunlardan biri için karşılıksız bir şekilde hizmet etse ne kin, ne öfke ne de şiddet bu toplumda  kalabilir.  Yukarıdaki maddeleri okuyunca ecdadımızın nasıl altı yüzyıl  dört kıtada hüküm sürmüş anlayabiliyoruz. Şimdi neden olmasın? Halâ insanlara vakıf hizmetleriyle var gücüyle ayakta kalmaya çalışan vakıflarımız var. Bırakalım onları karalamaya çalışanlar ellerinden geleni yapsınlar. Bizler dünya ve ahiret bilhassa maksadımız olan  Rabbimizin rızası için bize verilen ömür sermayesini Allah için vakfedelim…  ‘ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.’(Mülk suresi 2. Ayet)  Selametle                                                                                              Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2019 - Çarşamba

ÖMÜR VAKFİYESİ


 En güzel sözlerin sahibinin adıyla …Allah’ın adıyla…
  Her gün haber kanallarında şiddet, öfke patlamaları ve aile içinde veya dışında cinnet haberlerini duymaktan  bıktık desek yeridir. Toplu ulaşım araçlarında dahi bir çanta için kavgaya  ve çatışmaya itebiliyor. Trafikte yaşanılan sıkıntılara hiç girmeyelim diyeceğim ama aile içinde ki şiddet ve öfkelere çözüm dahi bulunamıyor!…’Ne oluyor bize!’ 
  Bunca yaşamı kolaylaştıran gelişmişliğimizin içinde insani değerlerimizi kaybediyoruz. Daha çok rahatımız ve kaliteli yaşam standartlarımızın olduğu zaman içinde ‘Nedir bu öfke, huzursuzluk?’ Eskiden  bir evin tüm işleri daha zahmetli daha zor iken hayat şartları insanı zorlarken ve yoklukla mücadele ederken insanlar daha mutlu, daha saygılı ve insan kıymeti bilirken ‘Ne olmuş bize’…
  Bizler bencillik hastalığına tutulmuşuz! Modern dünyanın insana bir şeyi empoze eder, ‘Sen çok değerlisin, önce sen, her şeyden önce sen’ der ve onu mutsuzluğun dibine itivermiş olur. 
  Bizim ecdadımız bu sorunlar ile nasıl mücadele etmiş? Vakıf hizmetleri ile. Evet! Vakıf hizmetleri ile. Yani karşılık beklemeden sadece Allah rızası için bir vakıf hizmetinde olmakla. Bir canlının hizmetini görmek, bir ihtiyaçlıya yardım etmek topluma, insanlığa iyilikte bulunmakla, karşılığını Allah’tan bekleyerek yapılan  hizmetler.
  Vakıf, bir amaç kuruluşudur. Özel amaçlı bir mal topluluğu olarak vakıf, belirli bir amaca ulaşmak için kurulur. Bu amaç, hayrî  veya dinî bir amaç olabileceği gibi, sosyal, bilimsel, sportif veya artistik bir amaç da olabilir Vakıf, bir tüzel kişidir; ancak, dernekler gibi, bir kişi topluluğu olmayıp, bir mal topluluğudur Mal topluluklarında, üyelik veya ortaklık söz konusu olmaz. Bu sebeple, vakıfların, dernek veya şirketlerde olduğu gibi, üye veya ortakları yoktur. Vakıf, bir amaç kuruluşu olduğu kadar da bir yatırım kuruluşudur.  Vakıf, bir yatırım kuruluşudur Zira vakıf kurucusu, belirli bir amacı gerçekleştirmek, belirli bir hizmeti yapmak için belirli bir alana yatırım yapmaktadır.  Vakıfların yapacağı hizmetlerin birçoğu, aslında kamu hizmeti niteliğini taşır. Özellikle hayır vakıflarıyla bilimsel, sosyal ve dinî vakıflarda durum böyledir Mesela hastahane, okul, üniversite, araştırma enstitüsü, kütüphane, aşhane, huzur evi, öğrenci yurdu veya cami yapmaya yönelik vakıfların görecekleri hizmet, kamu hizmetinden başka bir şey değildir. Kamu hizmetinin belli bir zaman ve yerde kendini hissettiren sosyal bir ihtiyacın karşılanması amacıyla yürütülen bir faaliyet olduğu göz önünde tutulduğu takdirde, bu durum daha iyi anlaşılır.
  Bir araştırmaya göre, Osmanlı döneminde kurulan vakıf sayısı, 26.300 küsurdur Vakıfların Osmanlı döneminde bu kadar çok tutunmasının başlıca üç sebebi vardır. Birinci sebep, tamamen dinî nitelikte olup, vakfı kuranın Allah'ın rızasını kazanma fikrine dayanır. İslâm dinî, herkese iyilik yapmayı, fakirlere zekat ve sadaka vermeyi, bu arada özellikle kalıcı eserler bırakarak ahiret hayatına hazırlanmayı emreder. Bu kültürde, insanların en çok ihtiyaç duyduğu şeyi vakfetmek, vakıfların en hayırlısıdır Vakıf, hayır eserleri arasında en kalıcı olduğu için, birçok kişi, başkalarına hayır ve iyilik etmeyi, malvarlığının bir kısmını vakfetmek suretiyle bulmuştur. Osmanlı döneminde yaptırılan okul, cami, yol, köprü, çeşme, hastahane, kütüphane, imaret gibi hayır kurumlarının birçoğu, böyle bir görüş üzere kurulmuştur. Sadece  maddi değil, o vakıflarda bizzat hangi vakıf ise o vakıfta insanlara ve her türlü canlıya hizmet etmişler, hatta her birey ömrünü bir vakıf hizmetine vakfetmiş desek yanlış söylememiş oluruz. 
  Müslüman yaşadığı hayatın sorumluluğunu bilen insan demektir. Sadece kendine değil tüm canlılara karşı sorumlu olan ve ölümünden sonra amel defterini açık tutacak bir hayır işleri için ömürlerini vakfetmişler. Osmanlı 
1. Güzel Yazı Öğretme Vakfı,2. Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı,
3. Hastalara Evinde Bakma Vakfı,4. Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı,
5. Duvar Yazılarını Silme Vakfı,6. Kadın Sığınma Evi Vakfı,
7. Sıcak Pide Dağıtma Vakfı,8. Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı,
9. Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı,10.Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı,
11.Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı,12.Helalleşme Vakfı,
13.Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı,14.İlkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı,
15.Yoksul Mahkûmlara Harçlık Verme Vakfı,16.Güvercin hane Yaptırma Vakfı,
17.Leylekleri Koruma Vakfı,18.Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı,
19.İflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı,20.İlmi Kitapları Bağışlama Vakfı,
21.Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı,22.Şehir Estetiğini Koruma Vakfı,23.Hayvanlara Mera Açma Vakfı.
 
  Daha birçok vakıf hizmetleri var. Bir insan bunlardan biri için karşılıksız bir şekilde hizmet etse ne kin, ne öfke ne de şiddet bu toplumda  kalabilir.  Yukarıdaki maddeleri okuyunca ecdadımızın nasıl altı yüzyıl  dört kıtada hüküm sürmüş anlayabiliyoruz. Şimdi neden olmasın? Halâ insanlara vakıf hizmetleriyle var gücüyle ayakta kalmaya çalışan vakıflarımız var. Bırakalım onları karalamaya çalışanlar ellerinden geleni yapsınlar. Bizler dünya ve ahiret bilhassa maksadımız olan  Rabbimizin rızası için bize verilen ömür sermayesini Allah için vakfedelim…
 ‘ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.’(Mülk suresi 2. Ayet) 
Selametle                                                                                              Ravza Zeybek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.