Bir toplumu oluşturan ana değer adalettir, adaletin olmadığı yerde ne huzur kalır ve ne de ülke. İnsanlar, kurumlar ve kurumu oluşturan çalışanlar yan yana gelince toplum oluşur, bu durum neticesinde muhakkaktır ki sorunlar baş gösterir çünkü insanın olduğu yerde sürekli bir kavga, tartışma çıkar ve böyle olunca da herkesin hakkını, diğer herkesten sakınmak için sağlam kurumlar gereklidir. Bu kurumlar ise devleti ve toplumu oluşturur.
Hak, adalet kavramları önemlidir çünkü güçlü olanın değil de haklı olanın yanında durulması gerektiğini diğer üçüncü kişilere bildirir ve haklı olanın da hakkını korur. Güçlünün elinde maddiyat, olayları farklı yansıtma araçları ve psikolojik harp tekniklerini iyi bilen medya, insanlar ve alanında da uzmanlaşmış profesyoneller vardır. Fakir insanın gücü zengine yetmez çünkü fakir ve gücü olmayan kişi ne adaleti etkileyebilir, ne de adaleti sağlayacak yöntemleri bilir.
Bir ülkede, adalet sağlayıcılar zamanında ve dürüstçe karar veremiyorlarsa eğer, orada ciddi bir eşitsizlik vardır. Gözle gören, kalp hisseden insanlar olayları iyice araştırır ve hemen kararını verir. Örneğin; ülkemizdeki bir yargıç düşünün, önüne gelen olaya bakar ve ne olduğunu anlaması lazımdır çünkü olay apaçık ortadadır ama maalesef hukuk sistemimizde, sürekli dosyayı bir sonraki ileri bir tarihe ertelemeyi, sonraki zaman gelince de yine sonraki duruşmaya erteleme durumu bir türlü bitmedi. Hukuk sistemimizdeki bu durum ise, hantallaşmış bir adalet anlayışı ortaya çıkardı. Böyle olunca da kimse mutlu olamadı veya ızdıraplı günler yaşadı ve adaletin gelmesini bekledi yıllarca.
Toplumumuz ve ülkemiz açısından, eskinin köhnemiş anayasasından kurtulmak gerektiği bir daha ortaya çıkmıştır. Tabii ki önceki iktidarlar gibi bu iktidar da hala aynı anayasayla devam ettiği için sorumluluk diğerlerin de olduğu kadar onlara da aittir. Biz hala neden bu yasalarla devam ediyoruz diyorlar ama cılız bir sesle, peki zamanı gelmedi mi, her şey değişirken ve dünya yeni kapılar açarken, bizim ülkemiz hep adalette yerinde sayıyor, neden? Bunun cevabı ise geçmiş anayasaya kesinlikle artık yeter denilmesi lazım ve eski yasaların güncellenmesi veya gerekirse değiştirilmesi gerekmektedir.
Onlarca yıldır aynı kanunlarla ileriye gidilmediğini hepimiz iyice anladık, gelen her iktidar ise kendi menfaati için bu kanunları sağa sola çekerek kullandı maalesef. Yani parlamento kimin tekelindeyse, o kanunları çekiştirdi. En önemli ise eskiden askeri vesayet engeldi ama şu an görünen o ki yeni anayasaya kimsenin hayır diyemeyeceğidir çünkü davalı, davacı- haklı, haksız herkes bu kanunlardan şikayetçi. Bir ülkenin temelini adalet sağlar, adaleti sağlayan önemli kurallar ise usul ve esaslardır. Bunlar olmadan ne ülke kalır, ne de toplum. İktidarın yapması gereken ise diğer partilerle veya birkaç partiyle birleşip, yeni bir anayasa çalışması yapması elzemdir.