Selamün aleyküm kıymetli okurlar. Tüm İslam aleminin Ramazan orucu mübarek olsun. Geçen hafta "Ramazan Kültürü Ve Orucun Psikolojik Etkisi" başlıklı bir yazı hazırlamıştık. Bu yazıda ramazan ayında yapılan her bir faaliyetin insanın kişisel gelişimine olumlu katkısı olduğunu söyleyip konuya ara vermiştik. Bu hafta kaldığımız yerden devam edelim inşallah.
Sadaka ve zekat ile toplumsal birliktelik sağlanır. Zengin ile fakir arasındaki fark azalır. Böylece fakirlerin ihtiyaçları azalır, zenginlerin malları temizlenir. Ramazan ayındaki her bir unsur insanları bir araya getirerek sosyalleştirir, aralarındaki kardeşlik başını güçlendirir. Müminlerin birbirlerine olan sevgi, saygı ve merhamet yönlerini geliştirir. Onun için her bir unsurun hakkını vererek uygularsak Kur'an'ın iddia ettiği kardeşlik toplumunu hayata yansıtmış oluruz.
Psikolojideki id kavramının nefsi emmareye karşılık geldiğini söyleyenler var. Buna göre oruç tutan insan nefsi emmareyi/idi tetiklemiş olur. Böylece idin zayıf yönlerini ortaya çıkarmış olur ve tutulan oruçla da bu zayıflıklar giderilmiş olur. Kısacası oruç bir yandan nefisteki arızayı ortaya çıkarır, diğer yandan bu arızayı çözerek iradesini kullanan olgun insanlar meydana gelmesine vesile olur.
'Üst benlik' adı verilen değerler dünyamızı Allah'ın buyruklarına göre şekillendirmeliyiz. Bu ilahi değerleri dikkate alanlar fizyolojik ihtiyaçlarını kısa süreliğine ertelerler, nefsin ve şeytanın dürtülerine karşı kendilerini koruma altına almış olurlar. İd'den gelen her türlü isteği üst benliğe göre belirleyenler gerçek mümin kişiliğini ortaya çıkarmış olurlar.
Ramazan ayı temizlik ayıdır. Bedeni ve ruhu manevi günahlardan arındırma ayıdır. Bu ayın hakkını verenler anne karnında yeni doğan bebek gibi günahsız olurlar. Bu ay günahların resetlendiği, sevapların kampanyaya girdiği bir aydır. Kampanya şartlarını sağlayan herkes bundan istifade edebilecektir.
Kampanyanın şartları aklımızı, kalbimizi ve bedenimizi günahlardan arındırmak ve ibadetlerin hakkını vererek uygulamaktır. Bu şartlar sağlayanlar bir yandan günahlara reset atmış olurlar, diğer yandan sevaplar ile cennete girme hakkı kazanmış olurlar.
Ayrıca bu ay da Kur'an'a olan bağlılığımızı artırmalıyız. Ramazan ayında inen Kur'an'a bağlılığın artması için Rabbimiz oruçla kalbimizi, aklımızı ve bedenimizi günahlardan arındırmaktadır. Bu üçlü özelliklerini temiz tutanın Kur'an'a bağlılığı artar.
Normal zamanlarda vahiyden uzaklaşan insanın yaşantısı sönmeye, vahyin nurunu kaybetmeye ve nefsin alt katmanlarına doğru yolculuk yapmasına sebep olur. Burada şartlandırma/oruç devreye girerek nefsi emmareye/ide yapılan klasik koşullanma yolculuğunda uyarı verilir. Bu şartlandırmayı dikkate alanlar nefsin alt katmanlarına doğru yapılan yolculuğun tehlikesini fark edecek, kendisini karanlığa çeken bu etkenlerden korunmak için vahyin nurunu takip edecektir.
Ramazan ayı dindarlık oranının en yüksek seviyeye çıkaran bir aydır. Her açıdan güvenilir insan modelinin ortaya çıkması ancak bu ay da mümkündür. Bu ay da oluşturduğumuz dindarlık oranımıza dikkat edelim. Bu ay içerisinde oluşturulan dindarlık oranı yıl içinde oluşturabileceğimiz en yüksek orandır. Kur'an'ın iddia ettiği mümin kimliği ile bizim en yüksek seviyedeki dindarlık oranını karşı karşıya getirelim ve gerçek kimliğimizle tanışmış olalım.
Söze gelince ne kadar dindar olduğunu iddia edenler, öz ile karşılaşınca ne kadar din(i)dar insanlar olduğunu belki görmüş olurlar. Allah'ın sözümüze değil, özümüze ve davranışlarımıza baktığını unutmayalım. Allah'ın rahmetini istiyorsak özü düzgün olan, Kur'an'ın iddia ettiği mümin kimliği yaşayan insanlardan olmak zorundayız. Ramazan ayı vesilesiyle özümüzdeki eksiklikleri görmeyi ve bu eksiklikleri düzeltmeyi Rabbimiz bize nasip etsin. Ramazan orucu ümmeti Muhammed'e hayır getirsin. Bu ay da manevi kirlerden arınan, kurtuluşa eren kullarından eylesin bizleri.