Dünya denilen bir yerde yaşıyoruz ve sürekli bir koşuşturma, endişe, stres ve bir şeyleri yetiştirme derdindeyiz. Olması gerektiğine inandığımız olaylar olmayınca da üzülüyoruz ve etrafımıza da negatif enerji veriyoruz. İllaki olacak diye kafamızı patlatıyoruz ama şunu düşünmüyoruz mesela; belki de doğru olan o değilmiş veya olması gerekmiyormuş o işin.
Bazen oluruna bırakmak lazım, olana da olmayana da sabır gösterip, böylesi olması gerekiyormuş demeli insan. Peki insan evladı ne yapıyor, daima bir isyan halinde! Sonunda ise kendi psikolojisini bozuyor ve bedenine zarar veriyor, bu bazen bilmeyerek sağlığını kaybederek, bazen de bilerek bedenine zarar veriyor. Sonuç olarak elle tutulur bir durum ortaya çıkmıyor.
Bu yerkürede hepimiz geçiciyiz, madem gelip ve geçiyor hayat, o zaman bunca zorlama durumu neden? Muhakkaktır ki emek verilmesi lazım yaşam için ama bu değildir ki her şey olacak ve her şey bizim istediğimiz gibi sonuçlanacak. Zaten her istediğimiz gerçekleşse, ne kazandıklarımızdan ve ne de yaşadığımız hayattan zevk alırız.
Oluruna bırakmak lazım bazı şeyleri, zorlamakla da bazı şeyler olmaz çünkü. Olmasını temenni ettiklerimiz olsa bile artık ne zaman o zamandır, ne de biz o kişiyiz. Kafamızı kurcalayan, stres yaptığımız ve günlerce kendimizi yiyip bitirdiğimiz olaylar vardır ama yine de düşünürüz ve hayatımızı etkiler bu durum, halbuki olursa olur, olmazsa da olmaz diye rahat olmamız lazım çünkü bazen insanın elinden bir şey gelmez.
Hayatı ciddiye alanları, hayat ciddiye almaz! Kimileri iş ister, kimileri para ve kimilerinde makam, mevki derdinde ama bilmiyorlar ki hayat zaten onların yolunu belirlemiş ve olacakları biliyor, hani hayat bilmese bile zaten olması gereken olur. İnsan rahat olmalı, olmalı ki hayat güzel geçsin, çevresindeki insanlara huzur ve kalbine, bedenine sağlık gelsin...