Serpil Güleçyüz
Köşe Yazarı
Serpil Güleçyüz
 

Deprem Öldürmez Binalar Öldürür

  17 Ağustos 1999 – Gölcük 19 Kasım 1999 – Düzce 30 Ekim 2020 – İzmir 6 Şubat 2023 – Ülkemizi yasa boğan, 11 ilimizi kapsayan ve 50 bin cana mal olan Hatay depremi. Tüm yitip giden canlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum. O gün siyaset enkaz altında kalmıştır. İnsanlık enkaz altında kalmıştır. Ve en son yaşanan İstanbul depremi... Büyük bir şok karşısında ne kadar hazırlıksız olduğumuzu ve geçmişten hiçbir ders almadığımızı net bir şekilde ortaya koydu. Eğer yine aklımızı başımıza almazsak; Çevresel bozulmaların, İklim değişikliklerinin, Bilinçsizce yapılaşmanın önüne geçemezsek; daha başka şokları, daha şiddetli bir şekilde her an yeniden yaşayabiliriz.  Bu da hiç sürpriz olmaz. Artık kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya nasıl inşa edebiliriz, nasıl bir gelecek bırakabiliriz, bunu ciddi bir şekilde düşünmeliyiz. Yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı, gelecek nesillere iyi bir dünya bırakmak için değiştirmek zorundayız. Hatay depreminden bu yana ne değişti? HİÇBİR ŞEY. Halkın daha huzurlu, daha güvenli yaşayacağı binalar ve kentler oluşturulmalıydı. Uzman kişilerce projeler üretilmeli, Arazi etütleri yapılmalı, En az deprem riski taşıyan yerlere sağlam ve güvenli binalar inşa edilmeli, Deprem yönetmeliğine uymayan binalara asla ruhsat verilmemelidir. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri galiba, kentleşmede söz sahibi olan belediye başkanlarının veya diğer otorite sahibi yetkililerin yeteneğe göre değil, siyasi tercihlere göre belirlenmesi ve seçilmesi. Bilgi, beceri, tecrübe ve uzmanlık göz ardı edilir; siyasi tercihler ön plana alınırsa, güç sahibi olanlar kimseye danışmadan kararlar alır ve kimsenin itirazına olanak tanımadan uygularsa, biz daha çok yıkımlar yaşarız. Ülkemizde maşallah zeki insan kıtlığı yok! Beş yaşındaki çocuktan tutun da bindiğiniz taksi şoförüne, eve tamire gelen ustadan genel müdüre kadar herkes zeki, herkes her konuda uzman! Fakat bizim ihtiyacımız olan: Aklı ve duyguları arasında denge kurabilen, Egolarını ve kıskançlıklarını aklının önüne koymayan, Hırslarına esir olmamış, İş ahlakı ve etik değerlere sahip, Empati kurabilen, İşini en iyi şekilde yapan, Eleştiriye açık, Fikirleri ve eleştirileri kendini geliştirmek için kullanan, Takım çalışmasına inanan insanlardır. *Adama göre iş değil, işe göre adam!* Alanıyla ilgili bilgi ve becerileri mutlaka göz önüne alınmalı, eğitim kurumları işinin uzmanı kişiler yetiştirme konusunda hassas olmalıdır. Halkın da seçeceği kişilerle ilgili duyarlılık geliştirmesi gerekir. Sadece siyasi görüş için değil; Kent vizyonu ve misyonu gelişmiş, Konusunda uzman kişilerin seçilmesi konusunda duyarlılık gösterilmelidir. Seçmen olarak, seçeceğimiz kişileri siyasi tercihlerine göre değil, bir kenti yönetebilecek bilgi, beceri ve uzmanlıklarına göre seçmeliyiz. Sivil toplum örgütlerinde görev alarak, her platformda yaşadığımız kentin sorunlarına sahip çıkmalı, herhangi bir olayda yalnızca suçlu aramamalıyız. Özellikle: Yerel hizmetlerin, yerel halkın ihtiyaçlarına ve kentin coğrafi özelliklerine göre düzenlenmesi, Deprem yönetmeliğine uymayan yapılara izin verilmemesi, Tarafsızlık ilkesinden ayrılmadan, ötekileştirmeden halkın tümüne hizmet verilmesi, Belediyelere siyasi düşüncesine bakılmaksızın kaynak sağlanması ve hizmetlerin engellenmemesi çok önemlidir. Sıkça yapılan denetimler, araştırmalar ve memnuniyet anketleri daha iyi hizmetlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır. *Şehircilikte yeni bir sayfa açılmalı!* Alışkanlığa dönüşen yanlışlıklar sona ermeli. On binlerce insanımızın bir daha enkaz altında kalmaması dileğiyle, sevgi ve dua ile... *ARTIK HER ŞEY FARKLI OLSUN.* *SABRIMIZ DAHA FAZLA SINANMASIN*
Ekleme Tarihi: 26 April 2025 - Saturday

Deprem Öldürmez Binalar Öldürür

 

17 Ağustos 1999 – Gölcük
19 Kasım 1999 – Düzce
30 Ekim 2020 – İzmir
6 Şubat 2023 – Ülkemizi yasa boğan, 11 ilimizi kapsayan ve 50 bin cana mal olan Hatay depremi.

Tüm yitip giden canlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum.

O gün siyaset enkaz altında kalmıştır.
İnsanlık enkaz altında kalmıştır.

Ve en son yaşanan İstanbul depremi...

Büyük bir şok karşısında ne kadar hazırlıksız olduğumuzu ve geçmişten hiçbir ders almadığımızı net bir şekilde ortaya koydu.

Eğer yine aklımızı başımıza almazsak;

Çevresel bozulmaların,

İklim değişikliklerinin,

Bilinçsizce yapılaşmanın önüne geçemezsek;
daha başka şokları, daha şiddetli bir şekilde her an yeniden yaşayabiliriz. 
Bu da hiç sürpriz olmaz.

Artık kendimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya nasıl inşa edebiliriz, nasıl bir gelecek bırakabiliriz, bunu ciddi bir şekilde düşünmeliyiz.

Yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı, gelecek nesillere iyi bir dünya bırakmak için değiştirmek zorundayız.

Hatay depreminden bu yana ne değişti?

HİÇBİR ŞEY.

Halkın daha huzurlu, daha güvenli yaşayacağı binalar ve kentler oluşturulmalıydı.

Uzman kişilerce projeler üretilmeli,

Arazi etütleri yapılmalı,

En az deprem riski taşıyan yerlere sağlam ve güvenli binalar inşa edilmeli,

Deprem yönetmeliğine uymayan binalara asla ruhsat verilmemelidir.

Ülkemizin en büyük sorunlarından biri galiba, kentleşmede söz sahibi olan belediye başkanlarının veya diğer otorite sahibi yetkililerin yeteneğe göre değil, siyasi tercihlere göre belirlenmesi ve seçilmesi.

Bilgi, beceri, tecrübe ve uzmanlık göz ardı edilir; siyasi tercihler ön plana alınırsa,
güç sahibi olanlar kimseye danışmadan kararlar alır ve kimsenin itirazına olanak tanımadan uygularsa, biz daha çok yıkımlar yaşarız.

Ülkemizde maşallah zeki insan kıtlığı yok!
Beş yaşındaki çocuktan tutun da bindiğiniz taksi şoförüne, eve tamire gelen ustadan genel müdüre kadar herkes zeki, herkes her konuda uzman!

Fakat bizim ihtiyacımız olan:

Aklı ve duyguları arasında denge kurabilen,

Egolarını ve kıskançlıklarını aklının önüne koymayan,

Hırslarına esir olmamış,

İş ahlakı ve etik değerlere sahip,

Empati kurabilen,

İşini en iyi şekilde yapan,

Eleştiriye açık,

Fikirleri ve eleştirileri kendini geliştirmek için kullanan,

Takım çalışmasına inanan insanlardır.

*Adama göre iş değil, işe göre adam!*

Alanıyla ilgili bilgi ve becerileri mutlaka göz önüne alınmalı, eğitim kurumları işinin uzmanı kişiler yetiştirme konusunda hassas olmalıdır.

Halkın da seçeceği kişilerle ilgili duyarlılık geliştirmesi gerekir.

Sadece siyasi görüş için değil;

Kent vizyonu ve misyonu gelişmiş,

Konusunda uzman kişilerin seçilmesi konusunda duyarlılık gösterilmelidir.

Seçmen olarak, seçeceğimiz kişileri siyasi tercihlerine göre değil, bir kenti yönetebilecek bilgi, beceri ve uzmanlıklarına göre seçmeliyiz.

Sivil toplum örgütlerinde görev alarak, her platformda yaşadığımız kentin sorunlarına sahip çıkmalı, herhangi bir olayda yalnızca suçlu aramamalıyız.

Özellikle:

Yerel hizmetlerin, yerel halkın ihtiyaçlarına ve kentin coğrafi özelliklerine göre düzenlenmesi,

Deprem yönetmeliğine uymayan yapılara izin verilmemesi,

Tarafsızlık ilkesinden ayrılmadan, ötekileştirmeden halkın tümüne hizmet verilmesi,

Belediyelere siyasi düşüncesine bakılmaksızın kaynak sağlanması ve hizmetlerin engellenmemesi çok önemlidir.

Sıkça yapılan denetimler, araştırmalar ve memnuniyet anketleri daha iyi hizmetlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır.

*Şehircilikte yeni bir sayfa açılmalı!*

Alışkanlığa dönüşen yanlışlıklar sona ermeli.
On binlerce insanımızın bir daha enkaz altında kalmaması dileğiyle, sevgi ve dua ile...

*ARTIK HER ŞEY FARKLI OLSUN.*

*SABRIMIZ DAHA FAZLA SINANMASIN*

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.