Bu cümle, aslında çok önemli bir cümle…
Bir siyasetçi tarafından söylenince daha da önemli oluyor.
Bir de görevinde iyi projelere imza attığı rakip siyasi görüşlülerce de tebrikle karşılanan bir kişinin itiraf niteliğinde "Ben bu dayağı hak ettim" demesi; iç dünyasının da “Aslında oturduğum koltuğun hakkını verdim, iyi şeyler yaptım, arkasından bu dayağın gelmesini ben hazırladım” der gibiydi.
***
Dün, İzmir Türk TV’de kıymetli büyüğüm Ahmet Özsoy ve bendenizin hazırlayıp sunduğu ‘Pergel Programı’nın konuğu Buca eski CHP İlçe Başkanı Kasım Akdağ idi.
Programa başlamadan önce bir gazeteci olarak tabi beklentilerim vardı.
CHP’li olarak haksızlığa uğramış bir konuk var karşımda, beklentim ağzından bir iki cümle almak ama sonuç benim için hayal kırıklığı oldu!
Kasım Beyi hakikaten tebrik ederim, bomba bir cümle versin diye sorduğum bütün sorulardan kolayca ve ustaca sıyrılmasını bildi.
Hatta bir ara baktım olacak gibi değil "CHP ye kırgınlıklarınız var mı?" diye sordum. Bir evet dese surda bir gedik açarak devam edecektim, aldığım cevap onca haksızlık ve kumpasa rağmen hayır oldu.
İl yönetimi kulislerinden aldığım birçok bilgiyi sorduğumda ise, aman partime bir zarar gelir düşüncesi ile küçük manevralar ile kaçamak cevaplar verdi.
Bu kadar kumpasa bu kadar haksızlığa rağmen “Ben CHP’liyim” demesi ise takdire şayan bir davranış oldu.
***
En beğendiğim cümle ise "Ben bu dayağı hak ettim" demesi idi.
Kendisini program öncesinde araştırmalarım esnasında, hakikaten döneminde sıra dışı bir ilçe başkanı olduğunu birçok kişiden duymuş ve öğrenmiştim.
Araştırmalar esnasında bu kadar sıra dışı ve başarılı bir başkanlığın ardından, ideolojik olarak hiç tasvip etmesem de büyüğümüz olarak kıymet verdiğimiz ağabeyimiz Abdurrahman Kütükçü'ye "Kasım bey bu tokadı zaten hak etmiş" dediğimde beraberce gülüşmüştük.
Program esnasında kendisi de böyle bir cümle kurunca, aklın yolu bir demekten başka bir şey kalmadı.
***
Sadece CHP olarak bakmayalım olaylara, ülkemizde siyaset ne yazık ki böyle bir durumda artık. Hangi siyasi partide iyi işler, sıra dışı başarılar kazanan varsa, mutlaka bir süre sonra siyasi bir tokat ile bertaraf edilmeye çalışılıyor.
Koltuk sevdası, koltuğun başka taliplerinin parlamasını istemez değil mi?