Bugün bu fakirin miladi doğum günü, normal de hicri olarak doğum günümü yad ederim aslında, asıl doğum günüm recebi şerifin 12 gecesidir.
Gerek sosyal medya ,gerekse mesaj ve telefonları ile miladi doğum günümü kutlayarak iyi dilek ve temennilerini bildiren bildiremeyen tüm dostlarıma sonsuz teşekkür ederim
Doğum günüme özel yıllar önce kaleme aldığım ve her yıl bir kez daha paylaştığım bu yazıyı tüm dostlarımın okumasını rica ederim.
Ölüm aklınıza gelmiyor değil mi ?
Biz hayatın içerisinde ölümden bi haber olarak yaşarken ,birileri haykırıyor “ölüm de var” diye ama bu çığlık çok sessiz kalıyor....
Vadesi dolmuş birisi,doğduğu günkü gibi sevdiklerinin kucağında toprağa giderken bir haykırış duymalıyız ondan,o bu sesin farkında olmasa da, bize sesleniyor “bakın ben de sizin gibi hayatta idim,sabahları kalkıp işe gider,akşamları evime gelip Televizyon izlerdim,bende sizin gibi üç öğün yemek yerdim,sizler gibi güler,eğlenirdim, fakat bana verilen süre doldu,nede çabuk doldu,şimdi gidiyorum asıl vatanıma,sakın üzülmeyin, üzülmeyin diyorum,çünkü mutlaka sizde geleceksiniz,bana iyi bakın ve unutmayın her doğan ölür,ölmeye mahkum dur,” diye haykırıyor
Peki niye sessiz kalıyor bu çığlık?
Yoksa kimse duymuyor mu?
Duyamıyor mu ?
Hadi duymuyoruz da göremiyor muyuz yoksa …
Bazılarımız cahilce,ben ölüme hazırım diyebiliyor, hatta bazılarımız “nasılsa sonunda ölüm var, hepimiz ölmeyecek miyiz ” diyebiliyor, peki gerçekten bu kadar basit mi ölmek veya bir yok oluş mu sadece …...
Bazen konuşuluyor insanlar arasında,bir gün mutlaka öleceğiz diye, hatta cami kürsülerinde,hutbelerinde söyleniyor,küçük sohbetlerin en soğuk şakası ölüm oluyor,acaba bunu dinleyenler ölümün farkındalar mı ?
Bu yazıyı okuyanlar farkında mı?
Peki ya söyleyenler farkında mı ?
Bazen düşünüyorum bizim için ölüm ne demek,?
Bazıları ölüm için vuslatları hayal olan aşığın vuslatı diyor,bazıları hasretle o beklenen güne kavuşma diyor,bazıları ise sessizce eyvaaaah diyor.
Şimdi hep beraber düşünelim....
Gerçekten de hazır mıyız ölüme ?
Yoksa daha vakit var mı ?
Daha birini sevmemiz,biraz gençliğimizi mi yaşamamız lazım, tabi ya okulumuzu bitireceğiz, yüksek maaşlı bir iş bulacağız,sonra evleneceğiz,çocuklarımız olacak, onları büyüteceğiz,onlar için bazı geceler uykusuz kalacağız,okul çağına gelecekler,daha da masrafları çoğalacak biraz daha fazla çalışacağız hatta yeni bir bisiklet alacağız onlara belki kendimize de yeni bir araba alacağız,geleceğimizi garanti altına almak için biraz da yatırım yapacağız,sonra bir bakmışsın ki bir ev almışız,zaman geçecek,çocuklarımızı büyütüp evlendireceğiz,kızımıza çeyizler hazırlayacağız,oğlumuza gelin adayı arayacağız sonra yaşlanıp torunlarımızla vakit harcayacağız....
Acaba bunların hepsini yapabilecekmiyiz ?
Belkide birkaç saniyede o tozpembe hayalleri kurarken,hatta hiç beklemediğimiz bir anda kalbimiz yavaşlayacak usulca toprağa yaklaşacağız,rengarenk dünya ya bakan gözlerimiz bir anda kararacak,yaşadığımız ve yaşamak isteyip de yaşayamadığımız, yapmamız gerekipte yapmadığımız her şey,belkide tüm pişmanlıklarım, gözümüzün önünden geçip gidecek,ölüm o kadar sessiz gelecek ki anlamayacağız.........
Ama emin olun ben geldim diyecek ,
Ben geldim!!!
Hani daha doğduğunda, biraz sonra kılınacak cenaze namazının ezanı'nı ve kametini okumuşlardı sana,benim geleceğim hatırlatılmışlardı diyecek, sen yaşarken tanıdığın ve tanımadığın tüm insanların ölümü ile geleceğimi hatırlatmıştım sana,bazen güneşin doğuşu ile,bazen kurumuş bir ağaç ile bazen de aynadaki yüzün ile hatırlatmıştım sana geleceğimi,hani okuyup ezberlediğin kuranı kerimde söylenilmişti “her nefis ölümü tadacaktır” diye hz Allah cc....
İşte geldim!!!
Geldim işte!!!
….............
Acaba biz ölüme hoş geldin veya merhaba ölüm diyebilecek miyiz?
Merhaba,
Hoş geldin ölüm,yıllarca seni bekledim, hatırlıyor musun hayata bırakılmıştım ya (her doğan İslam fıtratı üzere doğar) bıraktığın gibi yaşadım hayatı,ne bir gül ektim gönlüme,nede ektiğin zambakları kökledim,öyle bıraktığın gibi seni bekledim,her gün aynı namazımı kıldım, hemen sonra gelecekmişsin gibi !
Her yıl orucumu tuttum belki o ayda gelir,sessizce alırsın beni diye,yine her yıl mevlanın verdiği maldan verdim istediği zekatımı, birde nasip etti ki mevlam Kabe-i muazzama ya gittim,herkes “daha gençsin erken” dedi ben ölüm gelirse hoş geldin diyemem dedim ve her yaşımı bıraktığın gibi yaşamaya çalıştım,kalbime Habibullah'tan gayrısını sokmadım sadece o var diye var olduğumu anladım, bir de hoş geldin demek için sakladım sana onurumu, merhaba diyebilsin diye terbiye ettim gururumu,üzüldüm ,ağladım ama hiç kırılmadım, ayağım takıldı bazen tökezledim ama yılmadım,rahmetine sığındım öyle bıraktığın gibi yaşadım hayatı....
Öyle bıraktığın gibi yaşadım diyebilecek miyiz ?
Yoksa eyvah mı diyeceğiz …...??
Sevgili dostlarım
Öyle bir hayat yaşayın ki doğum günlerinizi kutlayan dostlarınız ölüm gününüzü de kutlasın...
Bugün benim ölüm günüm,ölüm günüm kutlu olsun mu?
Abdülvahit KOÇ
(@abdulvahitkoc)
https://twitter.com/abdulvahitkoc?s=08