(Yazının sonunda anlatacağım)
Asıl ismin Vahit Koç, Hz Allah’ın isimlerin den biri olduğu için kendime Abdül vahit KOÇ denilmesini istedim.
Benim Asıl işimde imamlık idi
9 yaşlarında başladığım dini celili İslam öğrenme ve öğretme işine çok şükür ki devam ediyorum. Aynı zamanda bir kamu kurumunda işçi statüsünde İmamlık görevinden emekli oldum.
20 yıllık İmamlık hayatımın 12 yılını hem imamlık hem de gazetecilik yaparak tamamladım.
Devrim çocuğu sözünü sevmesem de 1980 doğumlu olarak, Recebi Şerifin 12 gecesi, egenin incisi İzmir’de gözlerimi hayata açmışım.
İlköğrenimimi İzmir’in Menemen ilçesinde küçük ama yürekli insanların bulunduğu Türkelli köyünde, Orta öğretimimi Karşıyaka da (35/5), lise öğrenimimin büyük kısmını yine Karşıyaka da diplomamı ise Ege’nin güzide ili Uşak’ın Eşme ilçesinde Eşme İmam hatip lisesinden aldım.
Bende imam hatip mezunu olduğumu gururla söyleyenlerdenim...
Okul hayatımın büyük kısmını yatılı kuran kurslarında tamamladım, belki de hayatımın geri kalan kısmında önüme çıkan engellere dayanma gücünü rabbim o yıllarda öğrenmemi sağladı.
İzmir’de doğdum, İzmir de büyüdüm, haftada bir gün de olsa kahvaltıda boyoz veya gevrek yemeden yapamayan, domates bilmeyen, domatsız yaşayamayan, kumrunun sadece bir kuş olmadığını çok iyi bilen,5 evlat emanetçisi tipik bir İzmirliyim işte….
Sevgili eşim Haticeylem Koç ile hizmet muvaffak olsun diyebileceğimiz hizmetleri yapabilmek için şimdilik bu dünya hayatımızı birleştirip, ukbada da bu birlikteliği gönül rahatlığıyla devam ettirecek hizmetlere var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Çok sıkıntılı bir hayatın içerisindeyken yaratanın kaostan mükemmel bir düzen kurduğunu idrak etmeye başladığımız da, yaşadığımız tüm sıkıntıları birer öğreti olarak görmemiz gerektiğini anladık, bu da hayata farklı bakış açıları getirmemizin bir başlangıç noktasına dönüştü.
Gazetemizi bir yıl sonra 15 Temmuz günü kurdum
15 Temmuz bu milletin her kesiminin bir olmayı çok iyi öğrendiği günlerden biridir.
Hainliklere ve şeref yoksunlarına nasıl dur diyeceğini bu asil milletin tarihe ve dünya ya bir kez daha ispat etme günüdür.
Şu an 43 yaşındayım, büyük bir gururla söyleyebilir ki hiç kandırılmamış biriyim.
14 yaşımdan beri fetö ya İslam ile alakası olmayan biridir derim, (beni tanıyan dostlarım bilirler).
Feto düşmanlığım sebebi ile zamanında ne kadar zulüm görsem de davamdan dönmeyi aklımdan bile geçirmedim çok şükür.
Yıllardır feto ve yandaşlarının asıl yüzlerini anlatmak ve ehlisünnete uyan bir millet için, gücüm nispetinde, mücadeleme devam ederim, tanıyanlar inşallah ahiret de şahitlik edeceklerdir.
45 dakikada ne anlatılır seminerleri, aile mektebi seminerleri, kitap, makale, velhasıl ne yaparsam yapayım, hiçbir ücret talep etmeden, hainlerin bu asil milletin evlatlarına verdiği zararları bir nebze de olsun hafifletmek, mümkünse bertaraf etmek için yaptım.
Hayatım boyunca doğru bildiğim veya doğruluğuna inandığım değerleri savundum, Rabbim müsaade ettikçe de savunmaya devam edeceğim...
Bunun için kandırılmış olduklarını itiraf edenlerin, yıllarca düşmanlıklarına korkusuzca göğüs germiş biri olduğumu tevazu göstermeden söyleye biliyorum...
"Habergündemim'i kurmakta ki maksadım aslında çok basit bir düşünce olgusu yüzünden oldu" demiştim, bu olgu şuydu, kitaplar okuyor, kitaplar yazıyor, araştırmalar yapıyordum, fakat doğru olmayan bir şey vardı, yaratanın kaostan nasıl harika bir düzen kurduğunu ama insanın düzenden kargaşa inşa ettiğini görebiliyordum, fakat duyuramıyordum.
Bunun için 45 dakikada ne anlatılır adı altında seminerler yazmaya başladım, başkalarının görmediği yerlerden aynı şeyleri anlatmak ve akıllarda kalıcı simetrik bir anlatım tarzı üzerinde çalıştım. Kesinlikle paraya değil probleme ve çözüme, dolayısıyla insana değer katmaya konsantre oldum.
Sosyal medya üzerinde inanan bir toplum için ve 45 dakikada ne anlatılır sayfaları açtım.
Hemen ardından radyo programları yapmaya başladım, fakat anlattıklarımı daha çok kişilere hem de istedikleri anda ulaşmalarını sağlayacak bir şeylere ihtiyacım vardı .
Ve siteleri bunun ardından kurdum, artık ulaşmak istediğim kitleye istediğim zaman ulaşa biliyor, okunmasını istediğim her bilgiyi, okuyucuların istedikleri anda ulaşmalarını sağlamış oluyordum.
15 TEMMUZ hain girişimden bir yıl sonra çocukluğumdan beri planladığım ama bir türlü gerçekleştirmeye fırsat bulamadığım projeleri, "Siz Geleceksiniz" sloganı ile projenin ilk başlangıcı olan Haber Gündemim sitesini, yeni Nesil Habercilik adı altında, bir daha 15 Temmuzlar yaşanmasın diye, yine bu asil milletin zaferinin yıl dönümü olan 15 Temmuz 2017 de kurdum ve kimseden destek almadan yıllarca finanse ettim
Öyle kuru slogan atmakla vatan sever olunmaz çok iyi biliyorum, her insan gücü nispetinde bir şeyler yapmalıydı .
Bu haldeyken bile bizi saymayan, bizi kale dahi almayan, vatanını hem güncel hayat içinde hem de sosyal medya üzerlerinde afili sloganlar atarak kurtardığını zanneden, görünüşte vatansever olan ama asıl gayesi mevki, makam ve menfaat olan insanlarla da mücadele ettim.
Bunları yazınca, yıldım zannetmeyin, yılmadım, inşallah yılmayacağım da Hz. Allah'ın verdiği sayılı olan nefesim son kez alınıncaya kadar Rabbim bizi bir yoldan ayırmasın. (Âmin)
Onlar makam için mevki için menfaatleri için yok saydıkça, Rabbimizin izni ile biz daha da var olmaya çalışacağız.
Onlar bilmiyor, Belki onlar bilmeyecekler de,
Ömrünü vatanına ve İslam’a adamış insanlar, kuru sloganlarla vatan kurtarılmayacağını çok iyi bilirler ve kuru sloganlar atmazlar. Allahtan başka hiçbir güç de onları korkutamaz.
(Bilmek ve idrak etmek isteyenler için, bilinsin istedim)
Yıllar öncesi düşüncelerimiz ile şimdi ki düşüncelerimiz arasında bir fark yok desek, yanlış söylemiş olmayız, ama bazı konularda bakış açımınız değiştiğini itiraf etmem gerek galiba...
Genelde farklı bakış açıları ile hedefi yorumlamaya çalışırız, hazırladığımız, icra ettiğimiz sohbetlerimizde, seminerlerimizde, hedeflediğimiz şeyi farklı bakış açılarından yorumlayarak daha fazla ilgi uyandırmaya çalışırız, böylelikle dinleyicileri dikkatle dinleme yoluna sevk etmiş oluruz.
Habergündemim‘de bu düşünceler ile başlattığımız, “siz geleceksiniz” sloganıyla duyurduğumuz planlarımızdan sadece biri, Rabbim muvaffakiyetler nasip ederse hayal ettiğimiz, ulaşmak için gayret ettiğimiz birçok proje var.
Hayatımızda direk parayı veya makam ve mevkii hedefleyenlerin hep başarısızlıklarla karşılaştıkları doğrusunu görmek gerekir, gayesiz amaçsız direk parayı hedeflemek başarısızlığın yol haritasıdır, biz bunu çok iyi bilenlerdeniz, çünkü hayatı, etrafımızı ve insanları iyi analiz edebiliyoruz.
Para aslında insana değer katmayı gerektiren bir şey, değer katmak ise problemi çözmekle mümkün olur, yani para kazanmaya değil problemi çözmeye çalışanlar muvaffak olmuşlardır. Bizde bunu kendimize şiar edindik.
Devasa büyüklükleri ve akıllara durgunluk verici cirolar yapan şirketlere bakarsanız bunu daha iyi algılamış oluruz.
Problemi çözmeye çalışan Apple’ı düşünün, bilgisayarlar karmaşık, çirkin, akıllı değil ve her an kullanılacak büyüklükte değilken bunu problem olarak görmüş ve para kazanmaya değil bu problemi çözmeye yönelmiş, para kazanmamış mı? Kazanmış tabi, diğerleri para kazanma odaklı iken başarısız olmuş, oysa problem odaklı çalışan para kazanmış.
Dünyanın en büyük şirketi Google tüm bilgilerin düzensiz ve ulaşılamaz olduğu problemi üzerinde çalışmış ve başarılı olmuş.
Tabi sadece dijital olarak değil, benzinli araçların dünyayı kirlettiğini problem gören Tesla elektrikli araçlara ihtiyaç duyulduğunu tespit etmiş.
Amazonun odaklandığı problem; Online alışveriş çok yavaş ve satıcılar güven vermiyor olmuş. Güvenilir satıcıları müşteri ile buluşturmalı ve hızlı kargo kolaylığı sağlamalıyız diyerek çözüm odaklı başarıyı yakalamış.
Başarı denen şeyin Büyükşehir Belediyesinde iyi bir pozisyonda sabah 8 akşam 5 çalışmak ve kredilerimizi ödemek olduğunu kabul etmem beklense de galiba sadece bununla yetinemedim.
Türkiye’de sahibi işçi olan tek haber sitesini kurdum, en az 5 çalışanı ile günde 1000 hit alan ve bunu büyük başarı sanan diğer haber sitelerine inat ilk zamanlar sadece 1 kişi ile günde 1000 hit alına bildiğini ispat ettim. Şimdilerde ise 4 personel arkadaşım ile günlük ön binlere çıkabiliyoruz.
Yani sağlam bir ekibe sahibim çok şükür
Ama hayallerim bununla sınırlı değil
Türkiye’de ilk defa sahibi dahi işçi olan, yüzde yüz milli ve yüzde yüz yerli ilk haber sitesinin ardından yerel gazetemiz de şükür çıktı ,geriye aklım da yüzlerce proje ve hizmet de daha sırasını bekliyor.
Peki hedeflerime ulaşabilir miyim?
Başarılı olabilir miyim bilmem ama hizmet muvaffak olsun da varsın bizim yerimiz cami pabuçluğu olsun sözü yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor
Bu vesile ile hayallerime ulaşma çabası içinde iken, bana manevi destek veren dostlarımın yanında, köstek olmaya çalışan, hayallerim ile alay geçen, motivasyonumu kırmak için elinden gelen tüm çabayı sarf eden yakınlarım ve dost görünümlü dostlarıma!!!, bana daha da fazla başarma azmi verdikleri için sonsuz teşekkür etmem lazım.
Bu zor ve meşakkatli mücadelede bana maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyen, şahsıma yaşatılan tüm haksızlık ve zulümlerde hemen yanı başımda olan, "onlar zulmedecekler, biz Allah var gam yok diyeceğiz unutma“ diyerek telkinler veren, aldığım her darbede Hz. Allah’ı hatırlatan, dünya ve ahiret eşim Haticeylem Koç hanım efendiye, hiç bir ücret talep etmeden yazılarına devam eden yazarlarımıza, bizi takip eden sevgili takipçilerimize, okuyucularımıza ve son olarak bana inanan bir kaç güzel insana yürekten selam eder, teşekkürlerimi sunarım.
İyi ki varsınız…