Ercan ULUPINAR
Köşe Yazarı
Ercan ULUPINAR
 

Çocuklar ve Çocuklar

Acı, kızgınlık, tiksinti ve nefret duymamak elde değil. Yasal şiddetin çocuklar üzerindeki etkisini aklımdan çıkaramıyorum. Çok şükür toplum olarak çocuklarımıza sevgi, şefkat ve koruma duygusunu kaybetmemiş olduğumuzu anlıyorum. Ama görmediğimiz, duymadığımız yerlerde çok acı çeken çocuklar olduğunu da biliyorum. Hale ki annesi ve babasından ayrılmış bir materyal gibi görülerek tek tarafın kontrolünde bırakılan yavrularımız. Dayak, tokat ve sopa ile olduğu zaman şiddet hemen görülüyor; ya sevgisiz, şefkatsiz, umursamaz aile ortamlarında solup giden, filizlenemeyen ruhlar; onları haber yapıyor muyuz? Dört, beş yaşında gözüne hüzün çökmüş çocuklar görüyorum çevremde. Çevrelerinde asık suratlı, soğuk, bıkkın, kaygılı ve öfkeli ruhsuz tipler. Şiddet uygulayan anne ve baba bir de yasalar buna çanak tutunca öfkelenmek en ağır cezaların verilmesini istemek benim de içimden geçiyor. Ama sormadan edemiyorum, “Acaba onun anası, babası ona nasıl analık, babalık yaptı? Onun ruhu kaç yaşlarında hangi yöntemlerle yaralandı, zedelendi ve öldürüldü. O çocukken bunu gören olmadı mı, içi sızlayıp, el atan, sahip çıkan olmadı mı?” Korku Kültürü içinde kurulan güçlü güçsüz ilişkileri. Bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor muyuz? Korku Kültürü ne demek, biliyor muyuz? Ne demek güçlü güçsüz ilişkisi? Ne demek iç çocuğu utandırılmış, sindirilmiş, sessiz ve sinsi bir öfke ile dolu, kendinden zayıf birini bulduğu zaman ona eziyet etme ve acı çektirmeyi bekleyen insan olmak? Neden hepimiz öfke doluyuz? Neden? Bunun bir sebebi olmalı, anlamak için bilimsel araştırma yapıyor muyuz? Sanıyoruz ki, belirli sayıda kötü insanlar var, bunları yakalayıp en ağır cezaları verirsek, toplum bu kötülerden kurtulacak. Bu kadını cezalandıralım, gayet tabii yasalar işleyecek ve suçunun cezasını çekecek. Ama lütfen öğrenemeye açık bir toplum olalım. Bu kadın nerede yetişti; nasıl bir ailede, hangi mahallede, hangi okulda yetişti? Onun yetiştirenleri kim yetiştirdi? Niçin öyle yetiştirdi? Türkiye’de 0-8 Yaş Arası Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’ ilginç sonuçlar ortaya koydu. Türkiye genelinde yapılan araştırma üç ana başlık altında toplandı. Çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddet boyutları, şiddetin ilişkili olduğu değişkenler ve Türkiye’de çocuğa yönelik şiddetin yaygınlığı tespit edilmeye çalışıldı. Duygusal şiddete başvuran aileler, bu yöntemin çocuklarına hiç zarar vermediğini düşünüyor. Evde duygusal ve fiziksel şiddet varsa, o evdeki 0-8 yaş arası çocukların yüzde 70’i şiddete tanıklık ediyor. 0-8 yaş arası çocuklar için yapılan araştırmanın çarpıcı sonuçlarından bazıları şöyle: Ailelerin yüzde 74’ü çocuklarına kendilerini kızdırdıkları zaman duygusal şiddet uyguluyor. (Çocuğun sevdiği bir şeyin yasaklanması, temel ihtiyaçların kesilmesi, bir odaya kilitlemek, bağırmak, tehdit etmek, vb.), Yüzde 23’ü ise fiziksel şiddete (Tokat atmak, itmek, sarsmak, saç/kulak çekmek vb.) başvuruyor. – Aileler, duygusal şiddetin çoğunlukla işe yaradığını düşündükleri için, fiziksel şiddete ise öfkelerini kontrol etmeyi başaramadıkları için başvuruyor. – Evde duygusal veya fiziksel şiddet varsa, o evde bulunan 0-8 yaş arası çocukların yüzde 70’i şiddete tanıklık ediyor. – Çocukların yüzde 32’si oyun parkında, sokakta, spor sahasında, okul saatleri dışında okul bahçesinde, internet kafede yanında bir yetişkin olmadan zaman geçiriyor. – Çocukların yüzde 66’sı günde en az 2 saatlerini televizyon izleyerek geçiriyor. Her birimiz içimizdeki öfkenin kaynağını tanımalıyız. Ben kendi içimdeki öfkenin, korkunun, yalnızlığın kaynağını keşfettikçe daha insan, daha kendim olmaya başladım. Lütfen var olmaya ve siz olmaya devam edin. Sayılarımız çoğalsın, çoğalsın ve tüm çocuklarımızı kucaklayacak sayılara ulaşsın. Çocuklar Mutlu Olsunlar Şiddetten uzak bir gelecek diliyorum. #ŞİDDETEHAYIR Saygılarımla Ercan Ulupınar
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2017 - Çarşamba

Çocuklar ve Çocuklar

Acı, kızgınlık, tiksinti ve nefret duymamak elde değil. Yasal şiddetin çocuklar üzerindeki etkisini aklımdan çıkaramıyorum. Çok şükür toplum olarak çocuklarımıza sevgi, şefkat ve koruma duygusunu kaybetmemiş olduğumuzu anlıyorum. Ama görmediğimiz, duymadığımız yerlerde çok acı çeken çocuklar olduğunu da biliyorum. Hale ki annesi ve babasından ayrılmış bir materyal gibi görülerek tek tarafın kontrolünde bırakılan yavrularımız.

Dayak, tokat ve sopa ile olduğu zaman şiddet hemen görülüyor; ya sevgisiz, şefkatsiz, umursamaz aile ortamlarında solup giden, filizlenemeyen ruhlar; onları haber yapıyor muyuz? Dört, beş yaşında gözüne hüzün çökmüş çocuklar görüyorum çevremde. Çevrelerinde asık suratlı, soğuk, bıkkın, kaygılı ve öfkeli ruhsuz tipler.

Şiddet uygulayan anne ve baba bir de yasalar buna çanak tutunca öfkelenmek en ağır cezaların verilmesini istemek benim de içimden geçiyor. Ama sormadan edemiyorum, “Acaba onun anası, babası ona nasıl analık, babalık yaptı? Onun ruhu kaç yaşlarında hangi yöntemlerle yaralandı, zedelendi ve öldürüldü. O çocukken bunu gören olmadı mı, içi sızlayıp, el atan, sahip çıkan olmadı mı?”

Korku Kültürü içinde kurulan güçlü güçsüz ilişkileri. Bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor muyuz? Korku Kültürü ne demek, biliyor muyuz? Ne demek güçlü güçsüz ilişkisi? Ne demek iç çocuğu utandırılmış, sindirilmiş, sessiz ve sinsi bir öfke ile dolu, kendinden zayıf birini bulduğu zaman ona eziyet etme ve acı çektirmeyi bekleyen insan olmak? Neden hepimiz öfke doluyuz? Neden? Bunun bir sebebi olmalı, anlamak için bilimsel araştırma yapıyor muyuz?

Sanıyoruz ki, belirli sayıda kötü insanlar var, bunları yakalayıp en ağır cezaları verirsek, toplum bu kötülerden kurtulacak. Bu kadını cezalandıralım, gayet tabii yasalar işleyecek ve suçunun cezasını çekecek. Ama lütfen öğrenemeye açık bir toplum olalım. Bu kadın nerede yetişti; nasıl bir ailede, hangi mahallede, hangi okulda yetişti? Onun yetiştirenleri kim yetiştirdi? Niçin öyle yetiştirdi?

Türkiye’de 0-8 Yaş Arası Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’ ilginç sonuçlar ortaya koydu. Türkiye genelinde yapılan araştırma üç ana başlık altında toplandı. Çocuğa yönelik ihmal ve duygusal/fiziksel şiddet boyutları, şiddetin ilişkili olduğu değişkenler ve Türkiye’de çocuğa yönelik şiddetin yaygınlığı tespit edilmeye çalışıldı. Duygusal şiddete başvuran aileler, bu yöntemin çocuklarına hiç zarar vermediğini düşünüyor. Evde duygusal ve fiziksel şiddet varsa, o evdeki 0-8 yaş arası çocukların yüzde 70’i şiddete tanıklık ediyor.

0-8 yaş arası çocuklar için yapılan araştırmanın çarpıcı sonuçlarından bazıları şöyle: Ailelerin yüzde 74’ü çocuklarına kendilerini kızdırdıkları zaman duygusal şiddet uyguluyor. (Çocuğun sevdiği bir şeyin yasaklanması, temel ihtiyaçların kesilmesi, bir odaya kilitlemek, bağırmak, tehdit etmek, vb.), Yüzde 23’ü ise fiziksel şiddete (Tokat atmak, itmek, sarsmak, saç/kulak çekmek vb.) başvuruyor. – Aileler, duygusal şiddetin çoğunlukla işe yaradığını düşündükleri için, fiziksel şiddete ise öfkelerini kontrol etmeyi başaramadıkları için başvuruyor. – Evde duygusal veya fiziksel şiddet varsa, o evde bulunan 0-8 yaş arası çocukların yüzde 70’i şiddete tanıklık ediyor. – Çocukların yüzde 32’si oyun parkında, sokakta, spor sahasında, okul saatleri dışında okul bahçesinde, internet kafede yanında bir yetişkin olmadan zaman geçiriyor. – Çocukların yüzde 66’sı günde en az 2 saatlerini televizyon izleyerek geçiriyor.

Her birimiz içimizdeki öfkenin kaynağını tanımalıyız. Ben kendi içimdeki öfkenin, korkunun, yalnızlığın kaynağını keşfettikçe daha insan, daha kendim olmaya başladım. Lütfen var olmaya ve siz olmaya devam edin. Sayılarımız çoğalsın, çoğalsın ve tüm çocuklarımızı kucaklayacak sayılara ulaşsın.

Çocuklar Mutlu Olsunlar

Şiddetten uzak bir gelecek diliyorum.

#ŞİDDETEHAYIR

Saygılarımla

Ercan Ulupınar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.