Vahit Koç
Köşe Yazarı
Vahit Koç
 

TÜSİAD’IN SİYASİ GÜNDEME AÇILAN KAPISI

Türkiye’nin ekonomik sorunları, üretim dengeleri ve sanayideki gelişmelerle ilgili sessizliğini koruyan TÜSİAD, ne zaman bir siyasi tartışma başlasa, birdenbire sahneye çıkıyor. Günlük hayatta adını bile duymadığımız bu yapı, tam da belirli odakların ihtiyacı olduğu anlarda devreye girerek tartışmaları farklı yönlere çekmeye çalışıyor. Peki, TÜSİAD neden ve nasıl harekete geçirildi? Yıllardır siyaset sahnesini perde arkasından etkilemeye çalışan bu yapı, özellikle kritik dönemlerde belirli çevrelerin söylemlerini dillendirmesiyle biliniyor. Ancak bu kez karşısında çok farklı bir tablo buldu. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “TÜSİAD’ın vesayetçi anlayışı yeniden gün yüzüne çıkmıştır.” sözleri, aslında bu kurumun yıllardır süregelen misyonunu özetliyor. Türkiye’de hiçbir zaman reel ekonomi ve sanayiye dair ciddi bir etki yaratmayan TÜSİAD, aksine, her kritik dönemde siyasi dizayn çabalarının bir parçası oldu. Uzun süredir sesi soluğu çıkmayan bu kuruluş, tam da Türkiye’de yeni bir siyasi atmosfer şekillenirken, CHP’nin argümanlarını tekrarlayan açıklamalar yaparak dikkatleri üzerine çekti. Sadece şu ifadeleri görmek bile TÜSİAD’ın nasıl bir pozisyon aldığını anlamaya yetiyor: "Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor." Bu söylemler, tamamen belirli bir siyasi ajandayı destekleyen, tarafsızlıktan uzak ve yönlendirilmiş ifadelerden oluşuyor. Türkiye’nin gerçek ekonomik sorunları, sanayicilerin beklentileri, üretim ve istihdam konuları hakkında tek bir cümle sarf etmeyen TÜSİAD, siyasete dair bu kadar iddialı ve taraflı bir çıkış yaparak neyin peşinde? Şimdi şu soruları sormak gerekiyor: TÜSİAD, belediyeleri aracılığıyla kamu kaynaklarını israf eden, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla anılan yöneticiler hakkında neden tek kelime etmiyor? Türkiye’nin bağımsız yargısını hedef alarak kamuoyunda algı operasyonu yapan çevrelere dair bir değerlendirmesi var mı? Terörle bağlantısı tespit edilmiş kişilerin yönetimde olduğu belediyeler için neden sessiz kalıyor? Ülkede adalet, hukuk ve demokrasiyi savunduğunu iddia eden bu yapı, toplumu kışkırtmaya çalışan açıklamalara neden imza atıyor? Bu soruların hiçbirine TÜSİAD’dan net bir yanıt gelmeyeceği ortada. Çünkü TÜSİAD, bugüne kadar Türkiye’nin milli meselelerinde etkin bir duruş sergilemedi, tam aksine her zaman belli bir siyaset mühendisliği çabasının içinde yer aldı. Bugün gelinen noktada TÜSİAD, bir iş dünyası kuruluşu olmaktan çok, belirli siyasi projelerin sözcülüğüne soyunan bir yapı haline dönüşmüş durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözleri aslında durumu çok iyi özetliyor: "İş dünyası derneğiyseniz, iş dünyası derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz, ya parti kurarsınız ya da sizi yönlendiren partilerden birine katılırsınız." Bu uyarılar, TÜSİAD’ın yıllardır devam eden politik duruşunu yeniden sorgulamaya açıyor. Eğer gerçekten ekonomi ve sanayiyle ilgileniyorlarsa, ülkenin üretimine, istihdamına ve yatırımına katkı sunan projelerle gündeme gelmeleri gerekmez mi? Ancak görünen o ki, TÜSİAD siyasi tartışmaların içine çekildikçe, asıl misyonunu unutuyor ve yönlendirildiği çizgide ilerlemeye devam ediyor. İş dünyasının gerçek temsilcileri ise bu süreçte sessizce olan biteni izliyor. Oysa Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, ekonomiye odaklanan, bağımsız ve gerçekçi bir iş dünyası yapılanmasıdır. Siyasetin gölgesinde hareket eden bir yapı değil.    
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2025 - Çarşamba

TÜSİAD’IN SİYASİ GÜNDEME AÇILAN KAPISI

Türkiye’nin ekonomik sorunları, üretim dengeleri ve sanayideki gelişmelerle ilgili sessizliğini koruyan TÜSİAD, ne zaman bir siyasi tartışma başlasa, birdenbire sahneye çıkıyor. Günlük hayatta adını bile duymadığımız bu yapı, tam da belirli odakların ihtiyacı olduğu anlarda devreye girerek tartışmaları farklı yönlere çekmeye çalışıyor. Peki, TÜSİAD neden ve nasıl harekete geçirildi?

Yıllardır siyaset sahnesini perde arkasından etkilemeye çalışan bu yapı, özellikle kritik dönemlerde belirli çevrelerin söylemlerini dillendirmesiyle biliniyor. Ancak bu kez karşısında çok farklı bir tablo buldu. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “TÜSİAD’ın vesayetçi anlayışı yeniden gün yüzüne çıkmıştır.” sözleri, aslında bu kurumun yıllardır süregelen misyonunu özetliyor. Türkiye’de hiçbir zaman reel ekonomi ve sanayiye dair ciddi bir etki yaratmayan TÜSİAD, aksine, her kritik dönemde siyasi dizayn çabalarının bir parçası oldu.

Uzun süredir sesi soluğu çıkmayan bu kuruluş, tam da Türkiye’de yeni bir siyasi atmosfer şekillenirken, CHP’nin argümanlarını tekrarlayan açıklamalar yaparak dikkatleri üzerine çekti. Sadece şu ifadeleri görmek bile TÜSİAD’ın nasıl bir pozisyon aldığını anlamaya yetiyor:

"Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor."

Bu söylemler, tamamen belirli bir siyasi ajandayı destekleyen, tarafsızlıktan uzak ve yönlendirilmiş ifadelerden oluşuyor. Türkiye’nin gerçek ekonomik sorunları, sanayicilerin beklentileri, üretim ve istihdam konuları hakkında tek bir cümle sarf etmeyen TÜSİAD, siyasete dair bu kadar iddialı ve taraflı bir çıkış yaparak neyin peşinde?

Şimdi şu soruları sormak gerekiyor:

TÜSİAD, belediyeleri aracılığıyla kamu kaynaklarını israf eden, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla anılan yöneticiler hakkında neden tek kelime etmiyor?

Türkiye’nin bağımsız yargısını hedef alarak kamuoyunda algı operasyonu yapan çevrelere dair bir değerlendirmesi var mı?

Terörle bağlantısı tespit edilmiş kişilerin yönetimde olduğu belediyeler için neden sessiz kalıyor?

Ülkede adalet, hukuk ve demokrasiyi savunduğunu iddia eden bu yapı, toplumu kışkırtmaya çalışan açıklamalara neden imza atıyor?


Bu soruların hiçbirine TÜSİAD’dan net bir yanıt gelmeyeceği ortada. Çünkü TÜSİAD, bugüne kadar Türkiye’nin milli meselelerinde etkin bir duruş sergilemedi, tam aksine her zaman belli bir siyaset mühendisliği çabasının içinde yer aldı.

Bugün gelinen noktada TÜSİAD, bir iş dünyası kuruluşu olmaktan çok, belirli siyasi projelerin sözcülüğüne soyunan bir yapı haline dönüşmüş durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözleri aslında durumu çok iyi özetliyor:

"İş dünyası derneğiyseniz, iş dünyası derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz, ya parti kurarsınız ya da sizi yönlendiren partilerden birine katılırsınız."

Bu uyarılar, TÜSİAD’ın yıllardır devam eden politik duruşunu yeniden sorgulamaya açıyor. Eğer gerçekten ekonomi ve sanayiyle ilgileniyorlarsa, ülkenin üretimine, istihdamına ve yatırımına katkı sunan projelerle gündeme gelmeleri gerekmez mi?

Ancak görünen o ki, TÜSİAD siyasi tartışmaların içine çekildikçe, asıl misyonunu unutuyor ve yönlendirildiği çizgide ilerlemeye devam ediyor. İş dünyasının gerçek temsilcileri ise bu süreçte sessizce olan biteni izliyor. Oysa Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, ekonomiye odaklanan, bağımsız ve gerçekçi bir iş dünyası yapılanmasıdır. Siyasetin gölgesinde hareket eden bir yapı değil.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.