Türk Eğitim Vakfı’na destek için düzenlenen gecede yaşanan olay, hepimizi derinden etkiledi. Yunan asıllı Alman şarkıcı Despina Vandi’nin Atatürk posteri olduğu gerekçesiyle sahneye çıkmaması ve Lal Denizli'nin bu duruma verdiği cevap, milli değerlerimize ne kadar bağlı olduğumuzu ve bu değerlere sahip çıkmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli’nin bu konudaki kararlı tutumu ise takdire şayandı. Lal Denizli, olayın ardından yaptığı açıklamada, “Bugün buraya gelmeyecektim. Birkaç gün önce üç kişi vefat etmişti ve ben bunun üzerine davetli olduğum hiçbir organizasyona katılmadım. Ancak burada olan olay çok başka. Ben belediye başkanı olduğum sürece ne bayrağımızı ne de Atatürk'ümüzün posterini indirmeye hiç kimse cesaret edemez! Herkes haddini bilecek! O hanımefendi bu ilçenin sınırlarını terk etsin!” dedi. Bu sözler, sadece Çeşme halkının değil, tüm Türkiye'nin duygularına tercüman oldu. Lal Denizli’nin kararlı duruşu, milli değerlerimize sahip çıkmanın ve gerektiğinde bu değerleri korumak için sert bir tutum sergilemenin önemini vurguladı. Bu tür olaylarda, değerlerimize sahip çıkmak ve onları korumak hepimizin sorumluluğudur. Ama dedim ya... Bu olay, başka bir önemli soruyu da aklıma getirdi: Neden yerli sanatçılarımız varken yabancı bir sanatçı davet edildi? Türkiye, müzik ve sanat alanında dünya çapında tanınan birçok yetenekli sanatçıya sahip. Yerli sanatçılarımız, ülkemizin kültürünü ve değerlerini en iyi şekilde temsil edebilirken, yabancı bir sanatçının davet edilmesi eleştirilmeyi hak etmiyor mu? Yerli sanatçılarımızın bu tür organizasyonlarda daha fazla yer alması gerektiğine inanıyorum. Onlar, sadece sanatlarıyla değil, milli değerlerimize olan bağlılıklarıyla da bizi en iyi şekilde temsil edebilirler. Türk Eğitim Vakfı gibi önemli organizasyonlarda, adında “Türk” kelimesi varken bu Yunan sevdalısı görünüm neden? Yerli sanatçılarımızın tercih edilmesi hem kültürel hem de milli açıdan daha uygun olmaz mı? Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve milli lideridir. Onun posterinin olduğu bir organizasyonda sahneye çıkmayı reddetmek, sadece organizatörlere değil, tüm Türk milletine yapılmış bir saygısızlıktır. Bu olay, milli değerlerimize sahip çıkmanın ve bunları korumanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bunun yanında, adında “Türk” kelimesi olan Türk Eğitim Vakfı da çağırdığı sanatçının Türk bayrağı alerjisi olduğunu bilmiyor muydu? Türk Eğitim Vakfı ne yapmak istedi acaba? Böyle bir organizasyonda Başkan Lal Hanım, bu kadar insan buraya toplanmışken gerekirse indiririm bayrağı demesini mi bekliyordu? Sayın Lal Hanım, bence Türk Eğitim Vakfı'nın neden bayrak ve Atatürk alerjisi olan bir Yunan sanatçıyı çağırdığını bir kez daha düşünün.Kanaatimce saglam bir operasyonu iyi atlattınız .... Bu alerji yeni başlayan bir hastalık değil..... Bunu herkes biliyordu....