(Özel) Emekli resim öğretmeni bakır işlemeciliği sanatından vazgeçemiyor

TARIM/HAYVANCILIK/DENİZ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.08.2019 - 10:28, Güncelleme: 28.03.2022 - 15:39 2305+ kez okundu.
 

(Özel) Emekli resim öğretmeni bakır işlemeciliği sanatından vazgeçemiyor

Denizli’de Yaşayan Berrak Demirel (60) Resim Öğretmenliğinden Emekli Olmasına Rağmen Sanattan Kopamıyor. Bakır Evi Açmayı Hayal Eden Demirel Bu Sanatı Çocuklarina Miras Olarak Bırakmayı Düşünüyor.
Denizli’de emekli olduktan sonra da 36 yıldır yaptığı bakır işlemeciliği sanatından kopamayan 60 yaşındaki resim öğretmeni Berrak Demirel’in en büyük hayali bakır evi açmak ve bu sanatı çocuklarına miras olarak bırakmak. Denizli’de yaşayan ve 36 yıl boyunca resim öğretmenliği yapan Berrak Demirel, üniversitede öğrencilik dönemlerinde tanıştığı bakır işlemeciliği sanatını emekli olduktan sonra da sürdürmeye devam ediyor. Bakır işlemeciliğine üniversitede tanışıp evlendiği eşiyle başlayan Demirel, o dönemden bu yana hayatından çekiç seslerini eksik etmedi. Üniversitede öğretmenlerinin atölyesinde tanıştıkları bakır işlemeciliği Demirel’in adeta tutkusu oldu. Demirel, evlerinde kendi yaptıkları eşyalarla hayatlarının bir parçası haline getirdikleri bakırın kendisini tüm sıkıntılardan uzaklaştırdığını söyledi. Aldığı objeleri bakırla birleştirerek yepyeni ürünler ortaya çıkaran Demirel’in hayali ise antika eserlerden oluşan bir bakır evi açarak bu sanatı çocuklarına miras bırakmak. “Bakırla öğretmenimizin atölyesinde tanıştık” Üniversitede Güzel Sanatlar Fakültesi heykeltıraş bölümünden mezun olan Demirel, okullarda heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptığını belirterek, “Biz 1982 İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezunuyuz. Ben heykeltıraş mezunuyum ama o dönemlerde heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptım. 36 yıl çalıştım, ağustos ayları başında emekli oldum. Umut Türker isimli bir öğretmenimiz vardı. Eşimle sınıf arkadaşıydık, öğretmenimizin atölyesinde öğrendik bu işi ve yaklaşık 36 yıldır da bakır işliyoruz” dedi. “Bakır evi açmayı düşünüyorum” Sergilediği ürünleri tekrar etmediğini ifade eden Demirel, “Yaptığım işi tekrar etmem, tektir, ikincisi olamaz. Öyle seviyorum, aynısının tekrarını asla yapmam. Bakır ile iç içe yaşıyoruz. Evimizin kapısından başlayarak tüm ev eşyalarımız kendi yaptığımız bakırdan. İleride de Allah nasip ederse antikaların olduğu küçük bir bakır evi açmayı düşünüyorum” diye konuştu. “Kendimi buluyorum” Bakırda kendini bulduğunu dile getiren Demirel, bakırın kendisini sıkıntılardan uzaklaştırdığını kaydederek şunları söyledi: “Bakırı seviyorum, rahatlatıyor, kendimi buluyorum. Belki eşimin bakır çalışmasından da kaynaklanıyor olabilir. Aynı şekilde bu sanatı çocuklarımıza da aşıladık, onlara bakırı miras olarak bırakacağız” ifadelerini kullandı. “Sanattan kopamam” Sanatla iç içe olduğunu vurgulayan Demirel, bunun kendisini çok mutlu ettiğini de sözlerine ekledi. Demirel, “Sanattan kopamamamın sebebi ben seviyorum bunu, rahatlıyorum, derdimi unutuyorum, hastalığımı unutuyorum. Belki de üniversite de hocalarımızın bize verdiği önemden ve değerden kaynaklanıyor. Ben bitpazarını gezmeyi de düşünüyorum ve seviyorum. Aldığım her objeyi değiştirip bakırla işleyip sergiliyorum. Ben, mümkün değil sanattan kopamam zaten sanatla iç içeyim. Sanat deyince ben, ben deyince de eşim” diye konuştu.
Denizli’de Yaşayan Berrak Demirel (60) Resim Öğretmenliğinden Emekli Olmasına Rağmen Sanattan Kopamıyor. Bakır Evi Açmayı Hayal Eden Demirel Bu Sanatı Çocuklarina Miras Olarak Bırakmayı Düşünüyor.

Denizli’de emekli olduktan sonra da 36 yıldır yaptığı bakır işlemeciliği sanatından kopamayan 60 yaşındaki resim öğretmeni Berrak Demirel’in en büyük hayali bakır evi açmak ve bu sanatı çocuklarına miras olarak bırakmak.

Denizli’de yaşayan ve 36 yıl boyunca resim öğretmenliği yapan Berrak Demirel, üniversitede öğrencilik dönemlerinde tanıştığı bakır işlemeciliği sanatını emekli olduktan sonra da sürdürmeye devam ediyor. Bakır işlemeciliğine üniversitede tanışıp evlendiği eşiyle başlayan Demirel, o dönemden bu yana hayatından çekiç seslerini eksik etmedi. Üniversitede öğretmenlerinin atölyesinde tanıştıkları bakır işlemeciliği Demirel’in adeta tutkusu oldu. Demirel, evlerinde kendi yaptıkları eşyalarla hayatlarının bir parçası haline getirdikleri bakırın kendisini tüm sıkıntılardan uzaklaştırdığını söyledi. Aldığı objeleri bakırla birleştirerek yepyeni ürünler ortaya çıkaran Demirel’in hayali ise antika eserlerden oluşan bir bakır evi açarak bu sanatı çocuklarına miras bırakmak.

“Bakırla öğretmenimizin atölyesinde tanıştık”

Üniversitede Güzel Sanatlar Fakültesi heykeltıraş bölümünden mezun olan Demirel, okullarda heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptığını belirterek, “Biz 1982 İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezunuyuz. Ben heykeltıraş mezunuyum ama o dönemlerde heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptım. 36 yıl çalıştım, ağustos ayları başında emekli oldum. Umut Türker isimli bir öğretmenimiz vardı. Eşimle sınıf arkadaşıydık, öğretmenimizin atölyesinde öğrendik bu işi ve yaklaşık 36 yıldır da bakır işliyoruz” dedi.

“Bakır evi açmayı düşünüyorum”

Sergilediği ürünleri tekrar etmediğini ifade eden Demirel, “Yaptığım işi tekrar etmem, tektir, ikincisi olamaz. Öyle seviyorum, aynısının tekrarını asla yapmam. Bakır ile iç içe yaşıyoruz. Evimizin kapısından başlayarak tüm ev eşyalarımız kendi yaptığımız bakırdan. İleride de Allah nasip ederse antikaların olduğu küçük bir bakır evi açmayı düşünüyorum” diye konuştu.

“Kendimi buluyorum”

Bakırda kendini bulduğunu dile getiren Demirel, bakırın kendisini sıkıntılardan uzaklaştırdığını kaydederek şunları söyledi:

“Bakırı seviyorum, rahatlatıyor, kendimi buluyorum. Belki eşimin bakır çalışmasından da kaynaklanıyor olabilir. Aynı şekilde bu sanatı çocuklarımıza da aşıladık, onlara bakırı miras olarak bırakacağız” ifadelerini kullandı.

“Sanattan kopamam”

Sanatla iç içe olduğunu vurgulayan Demirel, bunun kendisini çok mutlu ettiğini de sözlerine ekledi. Demirel, “Sanattan kopamamamın sebebi ben seviyorum bunu, rahatlıyorum, derdimi unutuyorum, hastalığımı unutuyorum. Belki de üniversite de hocalarımızın bize verdiği önemden ve değerden kaynaklanıyor. Ben bitpazarını gezmeyi de düşünüyorum ve seviyorum. Aldığım her objeyi değiştirip bakırla işleyip sergiliyorum. Ben, mümkün değil sanattan kopamam zaten sanatla iç içeyim. Sanat deyince ben, ben deyince de eşim” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.