'Yemek Yemeden de Mutlu Olabilir Miyiz?'

YAŞAM 16.05.2023 - 11:42, Güncelleme: 16.05.2023 - 11:42 7032+ kez okundu.
 

'Yemek Yemeden de Mutlu Olabilir Miyiz?'

Obezite ülkemizde ve dünyada yaygın olarak görülen önemli sağlık sorunlarından birisidir. Obeziteyi vücutta aşırı yağ depolanması olarak tanımlayabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu sınıflandırmaya göre beden kitle indeksi 30 'un üzerinde olan kişiler obez olarak değerlendirilmektedir. Obezite kişilerin yaşamında fiziksel sosyal ve psikolojik anlamda olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu etkiler obezitede bazen sonuçken bazen ise obezitenin nedenleri arasında yer almaktadır. Günümüzde obezitenin görülme sıklığının giderek arttığı söylenebilir. Yaygınlaşma obezitenin nedenlerine ve tedavisine yönelik önemi arttırmaktır. “Obezite tedavisinde ‘hekim-psikolog-diyetisyen-sosyal yaşamın yeniden düzenlenmesi’ bu dört faktör oldukça önemli” Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, “Hastalar tedavi yöntemi olarak çoğunlukla ilk düşündükleri yöntem cerrahi operasyon, spor yapma ya da diyetisyen desteği olabilmektedir. Ancak tedavide işin psikolojik boyutu ise geri göz ardı edilebilmektedir. Obezitenin nedenleri arasında çevresel, biyolojik, sosyolojik ve psikolojik faktörler söz konusudur. Dolayısıyla buradan baktığımızda obezite tedavisinin etkili ve kalıcı bir çözüm sağlanabilmesi açısından multidisipliner yaklaşımın son derece önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. “Aşırı olan her davranışın altında mutlaka bir ihtiyaç vardır” Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, “Obez bireylerin çoğunlukla hayattan aldıkları en büyük zevk kaynağı yemek olabilmektedir. Yemek en doğal ihtiyacımız ve çoğumuz yemekten zevk alabiliriz. Bu durum son derece normaldir. Ancak buradaki zevk kişiyi işlevsel olmayan bir boyuta götürmektedir. Yeme davranışındaki aşırılık hayattan alınabilecek diğer zevk kaynaklarına erişimi zorlaştırmaya başlar. Örneğin, kişinin sosyal hayatında meydana gelen düşüşler duygusal bağların güçlü olduğu yakın ilişkilerden uzaklaştırarak yaşamının zevk verebilecek diğer yönlerinden de mahrum kalmasına neden olabilmektedir. Bu durum adete bir kısır döngü gibi yemekle kurulan ilişkiye yatırımı daha da arttırmaktadır. İster davranış yemek yemek olsun ister başka bir şey, aşırı olan her davranışın altında mutlaka bir ihtiyaç vardır. Bastırılan bu ihtiyacın hatırlamama ya da duygusal kaçınmaya yönelik bir işlevi olabilir” diye konuştu. Obezite cerrahisine başvuran kişilerin ameliyat öncesi ve sonrasında sıklıkla karşılaştığım düşünceler: ‘Yemek yemek dışında nasıl mutlu olurum?’ ‘Yemek yemeden de mutlu olabilir miyim?’ ‘Aşırı yemiyorum ancak içimde sanki bir boşluk var’  Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, “Obezitenin yaygın tedavi yöntemlerinden biri olan obezite cerrahisi sonrasında kişilerde yemek ile kurulan ilişki aynı olsa da kişinin yeme tutumları istemsizce bambaşka bir hal alabilir. Bu durumu şu örnekle açıklamak isterim; sağlıksız bir ilişkisi içerisinde olan birinin ilişkiyi bitirmiş olması kişinin zihninde de bitirebileceği anlamına gelmeyebilir. Zihin sürekli o ilişkiyle aşırı uğraş içerisindeyse kişi her ne kadar ayrı da olsa olumsuz düşünceleri günlük hayatındaki işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir.  Dolayısıyla aslında obezite de mesele sadece kişilerin aşırı yemek yeme davranışından ziyade neyi hangi ihtiyaçlarını bastırmaya ya da baş etmekte zorlandığı duygular varsa kaçınmaya yönelik olup olmadığını fark etmektir” diye söyledi. “Obezite cerrahisi öncesi ve sonrası psikolojik destek çok önemlidir” Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, “Bahsedilen farkındalık ve değişim psikoterapi ile mümkündür. Dolayısıyla yemeği bir baş etme mekanizması olarak kullanan kişiler cerrahi operasyon sonrasında da psikolojik anlamda zorlanabilirler. Bazen bastırılmaya çalışan duygular, ihtiyaçlar, dürtü ve anılar ameliyat sonrası tetiklenebilir. Bu durumda kişilerin kendisini daha fazla mutsuz hissetmesine neden olabilir. Bu açıdan bakıldığında obezite cerrahisi öncesi ve sonrasında psikolojik destek alınması, kişilerin psikolojik iyi oluş halinin sağlanması ve ameliyat sonrası hayatının daha işlevsel bir hale gelmesi açısından son derece önemli olduğu söylenebilir” diye vurguladı. ‘’Ruh ve beden bir bütündür. Kilonuzu düşürmeye çalışırken, psikolojik iyi oluşunuzu arttırmayı ihmal etmeyin.’’   Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Obezite ülkemizde ve dünyada yaygın olarak görülen önemli sağlık sorunlarından birisidir. Obeziteyi vücutta aşırı yağ depolanması olarak tanımlayabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu sınıflandırmaya göre beden kitle indeksi 30 'un üzerinde olan kişiler obez olarak değerlendirilmektedir. Obezite kişilerin yaşamında fiziksel sosyal ve psikolojik anlamda olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu etkiler obezitede bazen sonuçken bazen ise obezitenin nedenleri arasında yer almaktadır. Günümüzde obezitenin görülme sıklığının giderek arttığı söylenebilir. Yaygınlaşma obezitenin nedenlerine ve tedavisine yönelik önemi arttırmaktır.

“Obezite tedavisinde ‘hekim-psikolog-diyetisyen-sosyal yaşamın yeniden düzenlenmesi’ bu dört faktör oldukça önemli”

Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, “Hastalar tedavi yöntemi olarak çoğunlukla ilk düşündükleri yöntem cerrahi operasyon, spor yapma ya da diyetisyen desteği olabilmektedir. Ancak tedavide işin psikolojik boyutu ise geri göz ardı edilebilmektedir. Obezitenin nedenleri arasında çevresel, biyolojik, sosyolojik ve psikolojik faktörler söz konusudur. Dolayısıyla buradan baktığımızda obezite tedavisinin etkili ve kalıcı bir çözüm sağlanabilmesi açısından multidisipliner yaklaşımın son derece önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Aşırı olan her davranışın altında mutlaka bir ihtiyaç vardır”

Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, “Obez bireylerin çoğunlukla hayattan aldıkları en büyük zevk kaynağı yemek olabilmektedir. Yemek en doğal ihtiyacımız ve çoğumuz yemekten zevk alabiliriz. Bu durum son derece normaldir. Ancak buradaki zevk kişiyi işlevsel olmayan bir boyuta götürmektedir. Yeme davranışındaki aşırılık hayattan alınabilecek diğer zevk kaynaklarına erişimi zorlaştırmaya başlar. Örneğin, kişinin sosyal hayatında meydana gelen düşüşler duygusal bağların güçlü olduğu yakın ilişkilerden uzaklaştırarak yaşamının zevk verebilecek diğer yönlerinden de mahrum kalmasına neden olabilmektedir. Bu durum adete bir kısır döngü gibi yemekle kurulan ilişkiye yatırımı daha da arttırmaktadır. İster davranış yemek yemek olsun ister başka bir şey, aşırı olan her davranışın altında mutlaka bir ihtiyaç vardır. Bastırılan bu ihtiyacın hatırlamama ya da duygusal kaçınmaya yönelik bir işlevi olabilir” diye konuştu.

Obezite cerrahisine başvuran kişilerin ameliyat öncesi ve sonrasında sıklıkla karşılaştığım düşünceler: ‘Yemek yemek dışında nasıl mutlu olurum?’ ‘Yemek yemeden de mutlu olabilir miyim?’ ‘Aşırı yemiyorum ancak içimde sanki bir boşluk var’ 

Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, “Obezitenin yaygın tedavi yöntemlerinden biri olan obezite cerrahisi sonrasında kişilerde yemek ile kurulan ilişki aynı olsa da kişinin yeme tutumları istemsizce bambaşka bir hal alabilir. Bu durumu şu örnekle açıklamak isterim; sağlıksız bir ilişkisi içerisinde olan birinin ilişkiyi bitirmiş olması kişinin zihninde de bitirebileceği anlamına gelmeyebilir. Zihin sürekli o ilişkiyle aşırı uğraş içerisindeyse kişi her ne kadar ayrı da olsa olumsuz düşünceleri günlük hayatındaki işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir.  Dolayısıyla aslında obezite de mesele sadece kişilerin aşırı yemek yeme davranışından ziyade neyi hangi ihtiyaçlarını bastırmaya ya da baş etmekte zorlandığı duygular varsa kaçınmaya yönelik olup olmadığını fark etmektir” diye söyledi.

“Obezite cerrahisi öncesi ve sonrası psikolojik destek çok önemlidir”

Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, “Bahsedilen farkındalık ve değişim psikoterapi ile mümkündür. Dolayısıyla yemeği bir baş etme mekanizması olarak kullanan kişiler cerrahi operasyon sonrasında da psikolojik anlamda zorlanabilirler. Bazen bastırılmaya çalışan duygular, ihtiyaçlar, dürtü ve anılar ameliyat sonrası tetiklenebilir. Bu durumda kişilerin kendisini daha fazla mutsuz hissetmesine neden olabilir. Bu açıdan bakıldığında obezite cerrahisi öncesi ve sonrasında psikolojik destek alınması, kişilerin psikolojik iyi oluş halinin sağlanması ve ameliyat sonrası hayatının daha işlevsel bir hale gelmesi açısından son derece önemli olduğu söylenebilir” diye vurguladı.

‘’Ruh ve beden bir bütündür. Kilonuzu düşürmeye çalışırken, psikolojik iyi oluşunuzu arttırmayı ihmal etmeyin.’’

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.