TAMİRCİLİĞİ ” UNUTAN YENİ KUŞAĞI GELECEKTE ZOR GÜNLER BEKLİYOR. (ALINTI)
Bu yazi bir İKAZ niteliğinde. Okuyunca bendenizi silkelediiii !!! Zira 03.05.1965 doğumlu yazıya muhatab olan ve tüm konuları birebir yaşayan bir gencim(!) Belki son zamanlarda geçmiş ile geleceği mizan terazisinde adil bir biçimde değerlendirdiğini düşünerek okuduğum en iyi yazılardan biri. Sizi de silkelediğini, silkeleyeceğini düşünüyor iseniz benim gibi önce okuyun sonrasında da PAYLAŞIN.
..........
"BB (Baby Boomer) kuşağı dediğimiz 1944-1965 doğumlu insanların;
– Delinen pantolonlarına yama vurmaları,
– Yıpranan-yırtılan giysilerini onarmaları,
– Sökülen ayakkabılarını dikmeleri ve köșgerde pençe vurdurmaları,
– Patlayan futbol topunu sağlamlaștırmaları,
_ Çabuk kirlenen ve bu sebeple sık sık yıkanan ve çabuk eskiyen gömlek yaka ve kollarını ters-yüz ettirmeleri,
– Bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yoksulluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi. Onlar bunları yapmakla, kendinden sonraki nesile çok önemli bir mesaj veriyorlardı.
Onlara;
– Eşleriyle araları açıldığında, alternatiflere yönelmeden aralarını düzeltmelerinin mümkün olduğuna,
– Çocuklarıyla aralarına kara kediler girdiğinde bu durumun vakit geçirmeden telafi edilmesinin gerekliliğine,
– Arkadaşlarıyla, komşularıyla, dostlarıyla bağları koptuğunda; yenilerini aramakla vakit kaybetmeyip, aralarındaki bağları tekrardan kuvvetlendirmenin kaçınılmaz olduğuna müthiş bir örnek olması için, onların böyle bir yetenek geliştirmeleri için onlara “prototip” yani örnek olmaya da çalışıyorlardı.
Yani bir yandan yeni neslin;
– Onarıcı,
– Telafi edici,
– Tamir edici,
– “Arabulucu”
özellik kazanmasına önayak oluyorlardı. Onların bu çabalarının
“çaresizlikten”,
yokluktan,
fakirlikten,
cimrilikten ileri geldiğini düşünen 1965-2000 kuşağı olan “X” ve “Y” nesli, bu sinyali alamadı. “Z” jenerasyonu da bu atıcı, değiştirici, vazgeçmeye hazır, çabuk sıkılan neslin özeti olarak hayata girdiler.
Bu nedenle yeni kuşak nesil;
- Aşırı alıngan,
- Aşırı özgürlükçü,
- Kendisinin ne kadar verdiğini değil de, ne kadar aldığını önemseyen,
– Eşiyle bozuştuğunda,
– Arkadaşıyla atıştığında,
– Komşusuyla kavga ettiğinde, ortamı yumuşatmayı, aralarını düzeltmeyi, barışabilmeyi düşünemediğinden, beceremediğinden onları “değiştirmeyi” seçmek gibi stratejik bir hatanın içine düşebiliyor.
Söz gelimi;
– Bana arkadaş mı yok?
– Başka komşu mu yok sanki.
– Hiç dert değil, elimi sallasam ellisi.
– Küserse küssün gibi “sanal efelik” taslayarak fıtratını bozabilmektedir.
Bu nedenle önceki kuşak onlar için “Nereden türedi bu nesil?” diyerek hayretini ifade etmek zorunda kalabiliyor. Yani onların beceriksizliğine vurgu yapıyor.
Galiba; “Tamirciliği” unutan yeni kuşağı gelecekte zor günler bekliyor.(Alıntı)
Bu yazıyı güzel mirası için 1944-1965 doğumlulara ve tamirciliği unutan, hazıra alıșan, vermekten çok almayı önemseyen herkese hatırlaması için gönderin."