KADİR ŞEKER... Bir kader kurbanı... Bu delikanlının başına gelenler beni 1980 yılı Ramazan bayramının birinci gününe götürdü... Kadir ŞEKER ile Mevlüt KALELİ nin kaderleri de aynı... Birkaç nüans farkı ile aynı... İşte benzerlikler, bayramın birinci günü 30 40 kişilik bir bayan ve çocuk grubunu, meydanda linç etmeye kalkan 200 - 300 kişilik bir maganda erkek grubunu seyreden 200 den fazla insan arasından sadece seyirci kalmayıp silahı ile müdahale eden MEVLÜT KALELİ arkasını döner gidebilirdi... Yâda diğer insanlar gibi seyreder bana ne diyebilirdi... Ama o, kadın ve çocukların linç edilmesine gönlü razı gelmedi... Vicdanı buna müsade etmedi... O maganda grupla kadın ve çocukların arasına girip silahını kullandı... Kadın ve çocuklar hafif yaralarla kurtuldu... Ancak TC kanunu, Öğretmene silah kullanıp vatandaşı koruma görevi vermiyordu... Sonuç; Ceza evi, ögretmenlikten meselkten atılma... Tarifi mümkün olmayan acılar... Ancak huzurlu görevini yapmış insanların rahat uykusu... Sorumluluğunu tam yapmış bir vicdan... Onurlu dik bir duruş... Eyvallahsız bir yaşam... Sonunda kimseye boyun eğmeden, hesap vermeden yaşanan bir ömür... Şimdi KADİR ŞEKER kardeşimide, tarifi mümkün olmayan acılar bekliyor... Telafisi mümkün olmayan maddi kayıpları olacak... Ailesini büyük üzüntüler, kederler sıkıntılar bekliyor... Hatta özgür kalıp dışarı çıktığında, sorumluluğunu bilmeyen vicdanı ölmüş müptezellerden, kendini bilmez bir sürü hadsizden,  uzun uzun nasihat bekliyor... Kendi kararmış vicdanlarını böylelikle akıllarınca, aklıyacaklarını zannederek konuşacaklar... Ancak dilerim KADİR ŞEKER, kardeşimin uzun bir yaşamı olur... Bu da O'nun en büyük tecrübesi... O'nu bu yaşamında huzurlu vicdanı rahat, onurlu dik duruşlu, güzel bir yaşam bekliyor... Ben bundan eminim... Allah büyük, Allahrızası için karşılıksız yapılan hiçbir yardımı, Rabbim KARŞILIKSIZ bırakmıyor... Kadir ŞEKER, belki TC Kanunları seni suçlu bulacak... Ceza veren hakim aynen bana dediği gibi; " Kadere bak madalya vermem gereken adama ceza vermek zorundayım" diyecek... Ve bunu diyerek cezayı en alt tabandan verecektir... Doğru yapılan kanunlar, bazen yanlışlıkla kader kurbanları, toplumun vicdan mahkumlarını yaratır... Ancak İlahi adalet birgün mutlaka tecelli eder... Bu kader mahkumlarını, mağrur mazlumlar olarak, toplumun içine en üst mertebesine yerleştirir ve hakettikleri yere koyar... Dik dur Kadir kardeşim, yaptığından pişman olma... Ben hiç pişman olmadım. Çünkü, aynı ortamı yine yaşasam, ( Allah bir daha yaşatmasın ) yine silah kullanır, yine müdahale eder, yine ceza evine girmeyi göze alırım... NOKTA... Allah mutlaka sana yardım edecektir... Senin o kadını koruduğun gibi, seni koruyacaktır... Taş duvarlar adamı öldürmez, çürütmez, yok etmez, pişman etmezde... Vicdan ve ruh bir kez huzursuz olursa, adamı iflah etmez... Bir kez, adamı ruh ve vicdan sıkmaya, huzursuz etmeye başlarsa işte geceler sabah olmaz... Uykuya hasret kalırsın, herşey zehri zıkkım haram olur... Adamı vicdanının huzursuz sesi, öldürmez, süründürür ölmekten beter eder... Kadir ŞEKER kardeşim, dik dur eğilme bu toplumun dürüst vicdanlı insanları seninle... Belkide, senin şahsında rabbim bu topluma tekrar uyanış nasip edecek... Senin Hayatında belkide bu çektiğin SIKINTI, senin en büyük başarı öykün, övünç kaynağın, şeref madalyan olacaktır... Çünkü bunu ben yaşadım... Bütün sıkıntıları unuttum... O gün o olayda müdahale etmeseydim, bir çocuk yada birkaç kadın ölseydi... İşte hayatımda bu vicdanın sesi asla susmaz ve ben bu acıyı asla unutamazdım... Benim en büyük rahatlığım, vicdanımın rahat olması ve o gün iyiki o olaya müdahale etmişim diyebilmem dir... Hep "Ya bir kişi hayatını kaybetseydi... Ben bu acı ile, nasıl ömür boyu bu vicdan acısını taşırdım?" diyorum... Şer bildikleriniz de hayır, Hayır dedikleriniz şer olabilir... KADİR ŞEKER kardeşim vardır bunda da bir hayır... Sabret mevlam neyler, neylerse güzel eyler... Tez günde ilahi adaletin tecelli etmesi dileği ile... Allah kurtarsın SENİ VE TÜM KADER MAHKUMLARINI KADİR Kardeşim... Mevlüt KALELİ